Halkın barış, kardeşlik ve beraber yaşama mantığı ile hiçbir zaman uyuşmayan bu iki kurumun mantığı farklıdır.
Devlet kendini savunmak ve hayatiyetini sürdürmek için kan ve gözyaşını önemsemez, karışıklık ve çatışma ortamından kendine pay çıkarır.
Örgüt mantığı ise ne olursa olsun kendi kararlarının uygulanacağı ve hakimiyeti için her maliyete katlanacağı mantığıdır.
İkisinin de amacında halka hizmet olmasına rağmen halka ve onun istek, düşünce ve duygularına pek önem vermezler…
Halka rağmen bu iki kurum kendi bildiğini yapmakta ve inandığı gibi yaşamaya devam etmektedir.
Biz Kürt halkı olarak yıllardan beri bu iki kurumun kararları ve yanlış politikaları arasında sıkışmış durumdayız, bir adım ileri giderken iki adım geri giderek, hiçbir alanda istenilen gelişmeyi ve ilerlemeyi sağlayamıyoruz.
Son olayları tahlil edecek olursak, devlet çatışma ortamı için bir bahane ararken, örgüt yani PKK buna dünden razıymış gibi bu plana balıklama atlayarak, ülkeyi ve bölgeyi çatışma ve savaş alanına çevirdiler.
Bugün yaşadığımız olaylarda maalesef halkın talepleri, istek ve görüşleri hiç dikkate alınmadan alınan kararlardır.
Asker ve polis aileleri ile örgüt gerilla ve silahlı güçlerinin anaları ağlarken, maalesef çığlıklarının altındaki feryadı her iki tarafta duymamazlıktan geliyor…
Her iki tarafın siyasileri de bu çatışma ortamında siyasi rant elde etmek için meydanlara ve TV ekranlarında boy göstermeye başladılar…
Bir taraf barış ve kardeşliği kullanırken, öbür taraf asayiş ve güvenliği savunarak karşı cephelerden çapraz laf atışması başladı bile…
Devlet kendi gücünü ispatlamak için kükredikçe örgüt yani PKK, AKP’yi suçlayarak savaşı kızıştırıyor. Ben devletin kendini savunma politikası için bir şey diyemem, çünkü devlet geleneği bu halka rağmen halkı yönetmek için halkı feda ederek, ayakta kalmak…
Ama örgütün bu zaman ve bu sıkıntılar arasında, savaş ve çatışma ortamına, savaş ve çatışma ile karşılık vermesi bence çok mantıksız bir hareket…
Bunun nedenini ise Ortadoğu coğrafyasında IŞİD terör örgütünün, Suriye ve Irak’ta ondan fazla cephede Kürt güçleri ve Peşmergelerle, şiddetli bir savaşın içinde olması…
Bu kadar çatışmanın ve yoğun savaşın içinde olan bu güçlerin, lojistik ve diğer ihtiyaç alanı olarak kullanması gereken Türkiye cephesinde kolay kolay savaşa katılmaması ve çatışma ortamı içine girmemesi gerekirdi.
Cenazelerini getirip defnettiği, demokratik tepkisini kolayca gösterdiği, savaş sığınmacılarını gönderdiği güvenli alan, yaralılarını tedavi ettiği hastaneleri, temel ihtiyaçlarını karşıladığı iaşe merkezi olarak değerlendirip barış bölgesi, barış adası ilan etmesi gereken bölgede savaşa girmesi benim mantığıma ters düşmektedir.
Çünkü bu bölgedeki Kürtlerde savaşa girip, sürgün ve talan edilecek olurlarsa, Kürtlerin sığınacağı başka bir güvenli liman bulmaları mümkün olmaz…
Ama başta da dediğim gibi örgüt mantığı ile bizim gibi sıradan insanların mantığının bir olması mümkün değildir.
İmsak | Güneş | Öğle | İkindi | Akşam | Yatsı |