Türkiye bu hiçbir zaman seçilmişler bu ülkeyi yönetemedi, hep derin devlet veya devletin uzun elleri bu ülkeyi yönetti, yönetmeye devam ediyor…
Son günlerde kızışan seçim anketleri ve koalisyon tahminleri bizleri tamamen şaşkına çevirdi, hatta çılgın birer insan haline getirdi…
Günlerdir komisyonlar tarafından CHP İle AKP heyetleri arasında, kapalı kapılar araksında sürdürülen görüşmelerden, vatandaş bıktı usandı.
Amaç kamuoyunu oyalamak ve vatandaşın sabrını zorlamak olan bu suni görüşme trafiğinin artık pek vatandaşı ilgilendirmediğine inanıyorum…
Bu savaş ve karmaşa ortamında bu belirsizlik ve moral bozukluğunda hükümet kurulsa ne olur, kurulmazsa ne olur?
Bence tüm senaryolar hazırlanmış ve bitmiş, işin nereye varacağı belli ama işi biraz daha ciddi bir görünüme kavuşturmak, aksiyon ve heyecan yaşatmak için sözde görüşmeler sürdürülüyor…
CHP ilkelerim ve kırmızı çizgilerim dediği şartlarının tamamından vazgeçse bile ve AKP tüm tavizleri verse bile sonunda bir memnuniyetsizlik ve bir hoşnutsuzluk çıkacaktır.
İş makam şoförlerine kalsa bile araçların park sırası yüzünden bu koalisyon son bulacak ve bu uygunsuz oluşum bitecektir.
Ama gel gelelim, iş devletin bekası ve güçlenmesi ile hayatiyetinin sürdürülmesine gelince hiç kimsenin şartları ve kırmızı çizgileri bir anlam ifade etmez…
Devlet denilen mekanizmanın vazgeçilmez unsurları olan, kukla demokrasinin, senaryosunda yer alan siyasiler ve onların partileri, her şeye rağmen perdenin kapanmaması, ışıkların yanmaması için, her türlü çabayı göstereceklerdir.
CHP ve AK Parti koalisyonu olabileceği gibi ihtiyaç halinde, HDP ve AK Parti ve hatta MHP ile AK Parti her an ve her zaman bir araya gelerek, koalisyon kurabilecekleri ihtimali vardır.
Neden mi? Çünkü bu sistem ve bu devlet yapısı olmazsa bu sistem hayatiyetini sürdürmezse, kim bu seçilmişleri, kapısının önüne alır ki?
Kimse bunlara üç koyun gütmek için bile itibar ederek, emanet etmeyeceği kesin ve ortadadır… Şeref ve şerefsizliği tartışan bu siyasilerin, kendilerini yargıladıkları veya şereflerini ölçüp tarttıklarına şahit oldunuz mu?
Çünkü onlar şerefsiz dedikleri seçmenlerin hiç biri kadar şeref sahibi onurlu ve kişilikli kişilerden oluşan bir kitle değildir.
Yıllarca bu mecliste oturup, el kaldırıp indirmelerine rağmen aynı taife bu millet ve bu seçmen için ne yaptı? Ne yapabilecek?
Hiçbir şey yapamayacak ve hiç kimseye bir faydası olmayacaktır. Her kes bu parlamentoya girmek için, ilkelerinden onur ve kişiliğinden taviz vererek girmiştir.
Bu yüzden şeref gibi bir sorunları olmayan, bu halka hizmet gibi bir dertleri olmayan, yalnız kendi şahısları ve makam, mevkileri için, gerekirse hepimizi bir hırs uğruna feda edecek kişilerden ilke, şart ve kırmızı çizgi iddialarında samimiyet beklemeyiniz…
İmsak | Güneş | Öğle | İkindi | Akşam | Yatsı |