7 Haziran Seçimleri yenileniyor. Yeniden bir seçim sürecine girerken, artık Kürt halkı olarak seçim sloganımızı değiştirmemiz gerektiğine inanıyorum.
Biz Kürtlerin duygusallıktan ziyade, politik davranışlar ve diplomatik bir dil kullanmamız gerekmektedir.
Bizler gerçekten bu coğrafyada Kürt olarak millet olmak ve kendimizi yönetmek istiyorsak özerk ve öz yönetime barış ve kan dökmeden bunu gerçekleştirmemiz lazım.
Yaklaşık 40 yıla yakın bir zamandan bu yana yoğun çatışmalı ortamda ne Kürt gerillaları ve gençleri bitti, ne de Türk askerleri azaldı ve geri kaldı…
Bu yüzden bu çatışmalı ortamın yerini barış, anlaşma ve konuşma kültürüne dönüşmesi lazım. Madem barış ve çözüm süreci, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile HDP ve Kürt siyasetçiler arasında sürmekteydi, bunun devamı için karşılıklı güven şarttır.
Kürtlerin Erdoğan ve onun ekibine güvenmekten başka çaresi yok. Masa başına otururken, masa üstünde bir birine ellerini uzatanların, masa altında bir birine tekme atmaları, tamamen yanlış olur.
Bakın, 7 Haziran seçim süreci ve sonrasında beraber sürdürdükleri projeye rağmen en fazla bir biri ile uğraşanlar HDP siyasileri ile Cumhurbaşkanı oldu.
Bizler yani Kürtler “Seni Başkan Yaptırmayız” sloganı ile seçime girerken, seçim sonrası oy kaybına uğrayan, AKP siyasileri ise çözüm sürecini dondurucuya koyduklarını ve hatta “HDP çözüm sürecinin romanını yazsın” şeklinde tepkilerini dile getirmişlerdi.
Bunun tek çözümü yeniden diyalog ortamının açılması için küstürülen Erdoğan ve kızdırılan AKP siyasilerinin yeniden, barıştırılarak, sakinleştirilmeleri için, “Seni başkan yaptıracağız” politik sloganı ile yeni seçime hazırlanmak olmalıdır.
Bizler yüzde 13 ile dönmelerin, Lezbiyenlerin, Gaylerin ve her türlü marjinal şahısların oyunu alacağımıza ve sonunda çatışma ile savaş ortamı içinde kendimizi bulacağımıza, cumhurbaşkanımızı başkan yaptırarak, yüzde 10 baraja dahi razı olalım ve sıkıntı çıkarmayalım.
Ortalığı barış ve çözüm sürecine geri çevirelim. Savaş ve çatışmalı ortamı şehir ve kasabaların, boşaltılmasını, insanlarımızın şehir ve köylere sığınmacı durumuna düşmelerine engel olalım.
Bu, Kürtlerin siyasi ve politik davranışları diplomatik dili kullanması ile mümkün olur. Ama ‘sız’ silahı bırak sözünü kullandıran bu çatışma ortamının bizlere bu politik sloganı da attırmaya engel olmayacaktır.
Çünkü çözüm ve barış, kalkınma ve istikrara içinde bir yaşam için bir şahsın inadına kurban etmemek lazım. Gerekirse onu başkan yaptırarak, topu onun kucağına atıp onun faul veya penaltı yapmasını sağlayalım, tam gol atmaya giderken kendisi ofsayte düşsün ve cezasını yesin!
Bırakalım dünya bu oyunda hakem olsun ve bırakalım dünyaya karşı biz haklı olalım. Biz bu sefer daha zeki ve daha akıllı davranalım, duygusallığa ve saflığa kurban gitmeden, başkasının egosunu tatmin etmek için ona inat etmeden sadece gerçek barış ve özgürlüğe odaklanalım.