Dün 30 Ağustos Zafer Bayramını kutladık… Türk ordusunun zaferlerle dolu tarihlerinin tamamının bir arada kutlandığı ve özellikle Malazgirt Savaşı Zaferi ile Anadoluya Türk ordularının girişinin önemsendiği bir tarih…
1071 tarihinden bu yana Türk tarihlerindeki zaferlerde Kürt etkisinin ve gücünün küçümsenemeyeceği kadar çok olmasına rağmen Kürtler tarih boyunca savaş meydanlarında ve zaferlerde hep hatırlanır olmuşlardır.
Yani Kürt : Silah, ölüm, kan ve kurban olmak için hatırlanan bir unsur olarak hep hafızalarda yer etmiştir. Kürt sürekli savaş meydanlarında kendini göstermiş, savaş bittikten sonra idare ve yönetim de, hatta askerin komutasında bile kendisine yer verilmemiştir.
Ne zaman ki Kürt; Arap, Fars veya Türk olarak kendini görmüş ve kimliğini bırakmıştır o zaman her kademede görevlendirilmiştir.
Yani idarede, başka kimlik, savaş meydanında ise başka kimlik ile tanınmıştır. Peki bunda kimin suçu olabilir? Kim sorumludur bu tarihi gerçeklerden? Bence yine Kürt’ün ta kendisi…
Atalarımız ve dedelerimiz bin yıl önce başladıkları ve bugün torunları olarak sürdürdüğümüz gelenek, Kürtlerin alın yazısı değil onların kendi hür iradelerinden kaynaklanmaktadır.
Tarihçi Murat Bardakçı’nın bir TV programında gösterdiği Malazgirt Savaşı’nda Kürtler vardı başlıklı yazısı üzerine bende bunu demek isterim ki Türklerin hangi zaferinde Kürtler yok ki? Tüm zaferlerinde cephede kardeş olan Türk ve Kürtler savaş bittikten sonra bir kenara itilen ve tanınmayan sahipsiz kalan Kürtler oluyor…
Malazgirt Savaşı, Çanakkale Savaşı, Kıbrıs Savaşı, Balkan Savaşları, Kurtuluş Savaşı… Ama en son kurtulanlar ve zafere kavuşanlar Türkler olunca maalesef tanınmayan ve yok sayılanlar Kürtler olmuştur.
İşte tarihi bir gerçek, tarihçi bir yazardan: “ Habertürk Televizyonu’nda yayınlanan Tarihin Arka Odası programında Malazgirt Savaşı ve dönemin olayları ele alındı.
Programın konuğu, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Adnan Çevik, Türk Tarih Kurumu'nun çıkardığı "Mir'atü'z-zeman fi Tarihi'l-âyan'da Selçuklular" isimli derleme eserde, Alparslan'ın savaş arefesindeki meşhur konuşmasını aynı zamanda birliklerinde yer alan Kürt savaşçılarına da yaptığını belirtti.
"MALAZGİRT'TE KÜRTLER VARDI, BU DA KAYNAĞI" Program sırasında "Malazgirt'te Kürtler yoktu" şeklinde ısrarla tweet atan takipçilere sinirlenen Murat Bardakçı, Kürtlerin ya da Ermenilerin adının yer aldığı bir çok tarihi eser zamanında sansürlenmesine tepki gösterek, "Bunu yapan Profesöre rahmet okumam.. Hala Kürtlerin Malazgirt'te olduğunu iddia edenler diyor... Alparslan'ın konuşmasının kaynağı da bu kitap, Kürtlerin Malazgirt'te olduğunun kaynağı da bu kitap..."
Erhan Afyoncu da konuyla ilgili İdris-i Bitlis'in eseri Selimşahname'nin, bir dönem Kürtlerle ilgili kısımları nedeniyle basılmadığını ekledi.
Ardından Adnan Çevik, Kürtlerin o dönem Selçukluların tebaası olduğunu, savaşa katılmalarının bir lütuftan ziyade bir zorunluluk teşkil ettiğini de vurguladı.”
Bugün bile Türklerin bizzat Kürt siyasi ve askeri güçleri ile yaptığı savaşta, yine Kürtler yok mu? Var hem de fazlası ile benim kanaatime göre bugün çeşitli yerlerde çatışan asker, polis ve jandarmanın yüzde sekseni Kürt, Korucuların ise yüzde yüzü Kürt…
Son açıklamalara göre 10 bin Korucu daha Kürtlerden alınarak, bu kirli savaşata savaştırılacak, yani Yeni bir zafer daha elde edilecek olursa, yine Malazgirt’te olduğu gibi Kürt silahlı güçlerinin katkısı ile olacaktır! Yeni ve eski zafer bayramlarını kutluyor, Kürt kahramanların katkısını önemsiyorum!
İmsak | Güneş | Öğle | İkindi | Akşam | Yatsı |