Devlet devletliğini bilse ve gerçek bir sosyal devlet olsa vatandaşları arasında inanç ve fikir farklılığı ayırımı yapmasa, kutsal ve milli değerler için mücadele eden herkese aynı yaklaşımla yaklaşması gerekirdi.
Devlet sadece vatan uğruna ölen ve güvenlik amaçlı vazifesi başında ölenleri, sistemi ve devleti koruma adına hizmet edenlere şehitlik unvanı vererek, onlara eş ve yakınlarına çeşitli sosyal imkanlar tanınmaktadır.
Bu vatanı yalnız asker ve polis mi koruyor? Hayır bu vatan hepimizin ve hepimiz zor günlerde bir olarak bu vatanı korumak için can ve malımızla mücadele ediyoruz.
Vatan yalnız silahla ve üniforma ile korunmuyor, bu vatanı yalnız bir parti ve siyasi düşünce sahipleri sahiplenmiyor, bu vatan yalnız iktidarda olanların değildir…
Bizler bu vatanda yaşayan herkese, Kürt, Türk, Arap, Laz, Çerkez… Müslüman, İsevi, Musevi, Ezidi, Sağcısı, Solcusu, İslamcısı, Alevisi... ile tüm insanlar birinci sınıf vatandaş olarak muamele görmeleri, devletin ve hukukun karşısında eşit haklara sahip olmalılar…
Cumartesi günü bu vatana, bu topraklara ve tüm Türkiyeli insanlara barışın gelmesi için miting hazırlığında olan vatandaşlarımız, benim düşünceme göre bu vatana eylemleri ile büyük bir hizmet yapma inanç ve düşüncesi ile Ankara Garı önünde toplanan insanlardan oluşmaktaydı…
Genci, Yaşlısı, Çocuğu Kadını ile her cinsten ve yaştan insanlarımız, Türkiye'nin dört bir yanından gelerek, başkentte barış arayışına giderken, barış özlem ve arzularını, seslendirmeye çalışırlarken, acımasız ve hunharca patlatılan bombalar kurban gitmişler…
Bu ulvi ve anlamlı barış isteklerine kurban giden bu insanlar çok kutsal bir talep için çok manevi bir inanç için öldürülmüşler…
Bunların devlet tarafından 'Barış Şehitleri' olarak onure edilmeleri gerekir, eş ve yakınlarına terör tazminatı ve ailelerine sosyal güvence ve maaş bağlanması gerekir.
En azından onların yakınlarının kendilerinin bu vatan için önemli olduklarını hissetmeleri ve olayda öldürülen yakınlarının önemli bir dava uğruna öldürüldüklerini onlara hissettirilmeli…
Bu devlet, bu iktidar barışın hepimiz için gerekli olduğunu çok iyi bilmelidir. Savaş hepimize zarar vermekte ve barış hepimiz için lazımdır ve elzemdir.
İnsanlık barış içinde gelişir ve kalkınma barış içinde sağlanır. Huzur ve güven ortamının olmadığı bir toplumda, devlet ve iktidar olmanın hiçbir anlamı olmaz…
Her kim barış isterse ve her kim barış için mücadele ederse hepimiz onlara saygı duymalı ve devlet bu çağrı için eylem yapanlara sahip çıkmalıdır.
Bizler var oluşumuzu tüm yurtta sağlanan barışa borçlu olduğumuzu bilmeliyiz. Bizler toplum olarak barış içinde yaşamayı başardıkça daha ileriye gidebilir ve kalkına biliriz.
Bir toplumda barış, kardeşlik ve birlik beraberlik sağlandıkça, huzur ve mutluluk içinde yaşama şansı bulabileceğimize inanmalıyız.
Bakın bugün solcusu, sağcısı, iktidarı ve muhalefeti ile barış sürecinin idamesi için her taraftan çırpınış içinde çaba sarf ediyoruz.
Bu yüzden Peygamber mesleği olan ve İslam'ın diğer adı olan Barış'ın gelmesi ve onun hakim olması için mücadele edenlere saygılı olmalı ve bu uğurda ölenler ise şehit olarak manevi bir değer vermeliyiz…
Çünkü bu değerli ve önemli amaç uğruna ölenler toprağa verilirken, Allah'u Ekber nidaları ile Allah'a teslim edilmektedirler… Hepsine Allah'tan Rahmet diliyorum.
İmsak | Güneş | Öğle | İkindi | Akşam | Yatsı |