Başbakan dün bin 100 akademisyenin imza attığı bildiriyi eleştirirken gerçekten çok önemli bir noktaya değindi ve onun itirazlarına katılmamanın mümkün olmadığını söylemek isterim.
Başbakan: Hangi demokratik ülkede, meşru devlet güçleri dışında silahlı bir gücü kabul eder ve meşru görür.
Demokratik ülkelerde böyle bir örgütün hakimiyetine izin verilir mi? Kamu düzeni böyle bir silahlı güce devredilebilir mi?
Devletin meşru silahlı güçlerinin eylemleri ile terör örgütünün eylemlerini bir tutmak demokrasi ve özgürlük anlayışına sığar mı?
Eleştiri hakkına saygı duyarım ama terör örgütüne hiçbir eleştiri olmamasını neye bağlıyorsunuz?
Devleti eleştirir gibi terör örgütünü de eleştirebilir misiniz?
Ben de Başbakan’a bazı soruları yöneltmek ve ondan cevabını almak isterim. Daha düne kadar bu insanlara, meşru ve yasal birer örgüt olarak dikte ettirilen ve onları muhatap alarak onlara birçok devlet kurum ve kuruluşu teslim eden bir devlet anlayışına demokratik hukuk devleti adı verilir mi?
Bu yalnız PKK için değil, diğer cemaat ve tarikatlar için de geçerli… Bunları sırası ile irdeleyelim. Bir, önce Fethullah Hoca Efendi olarak saygın bir din ve cemaat lideri olarak bu halka kabul ettirdiğiniz ve ona tüm halkımızın eğitim, hukuk, güvenlik sistemlerini teslim ettiğiniz…
Bununla yetinmeyip, tüm idari kadro ve kurumları peşkeş çektiğiniz bir cemaatin, yurt içi ve yurt dışı tüm devlet faaliyetlerini bu cemaate teslim etmeniz hangi hukuk devletine görülebilir.
İçi ve yurt dışı tüm devlet faaliyetlerini bu cemaate teslim etmeniz hangi hukuk devletine görülebilir.
Yani devlet idaresi ve kadroları bir cemaate ihale edilebilir mi?
İkincisi bugüne kadar meşru bir örgüt ve barış sürecinin tarafı olarak bu halka dikte ettiğiniz bir örgüte, yine sokakları ve birçok idari kadroya gelmelerini yasal gördüğünüz, demokrasinin ve barışın tek güvencesi olarak gördüğünüz sizce bir terör örgütüne ihale edilmesi hukuk devleti ilkelerine uymakta mı?
O sokakları ve o belediyeleri o yöre halkı ile birlikte, o örgütün güvenliğine asayişine ve yönetimine bırakarak, sözde meşru güçlerin yerin yüzü maskeli asayiş timlerine bırakmanız, bu halkı onlara bıraktığını günler ve zamanlarda, herkesin elinde silah ve taş olmasını sağlamanız…
Hatta terör örgütü listesinden çıkarılmasına bile razı olduğunuz ve bu örgütün Kandil-İmralı ile meclis yetkililerini meşru saydığınız günleri bu halk unutmadı.
Bugün bu halkı bırakın terör örgütlerine, mafya örgütlerinin bile insafına teslim etme, bu örgütlere siyasi miting düzenlemelerine bile göz yumacak kadar kanunsuz ve hukuksuz işlere göz yummaktasınız!
Şimdi çıkmış Hoca Efendi dediğiniz bir cemaat liderine ‘FETO Terör Örgütü’ ismini takmanız ve PKK’ye yeniden terör örgütü ve katliam yapıyor iddiasında bulunmanız…
Hatta son günlerde bu örgütü Kürt halkının gözünden düşürmeniz adına yöre halkına yaptığınız şirinliklerle, yardım paketi, tahliye şefkati ve asker çocuk oyun manzaraları ile…
Bu halkı ikna etmeye çalışmanızı halk çok güzel ve çok anlamlı bir şekilde izliyor. Bu arada yaptığınız anketlerle, PKK ve örgütün halkın güvenini yüzde 78 oranında kaybettiğini yayınlayarak, bu halkı kazandığınızı iddia etmektesiniz.
Evet, çeşitli sıkıntılar yüzünden bu halk belki örgüte karşı güvenini yitirmiştir, ama bu halk devletine de güvenmiyor…
Çünkü dün iyi dediğinize, bugün kötü, sizce iyi olan bu halka kötü ve bu halka rağmen siz istediğiniz düşünceleri, zorla da olsa dayatmayı bir gelenek haline getirmişsiniz…
İmsak | Güneş | Öğle | İkindi | Akşam | Yatsı |