Okulların yarıyıl tatiline girmesi ve karnelerin alınması ile birlikte eğitim ve öğretimin kalitesi tartışılmaya başlandı.
Özellikle yüksek öğretim kurumlarında bilim dili olan İngilizcenin bir çok yabancı dil eğitimi veren üniversiteler dahil hiçbir öğrenci ve hocanın yeterli olmadığı çeşitli bilimsel araştırmalarla kanıtlanmıştır.
Yüksek öğretimde bu büyük boşluk bilim dünyasında başarısızlığın en büyük etkeni olarak değerlendiriliyor.
Bu konu ile ilgili bilimsel raporlar ise şöyle:“Geçtiğimiz günlerde British Council’in Yükseköğretim Kurulu (YÖK) işbirliği ile yayımladığı “Türkiye’de Yükseköğretim Kurumlarında İngilizce Eğitimi” başlıklı rapor Türkiye’nin akademi dünyasının “İngilizce yeterliliğini” tartışmaya açtı. 15 ilde 38 üniversitede 400 akademisyen ve 4 bin 300 öğrenciyle görüşülerek hazırlanan rapor yükseköğretim kurumlarındaki yetersizliği gösterirken, bu yetersizliğin bilim hayatı önünde bir “bariyer” oluşturduğuna vurgu yaptı”
Bu tespitlerin ardından derinlemesine araştırma başlatan yetkililer, YDS adı altında yani yabancı Dil Sınavının da uluslararası kriterlere uygun olmadığı ortaya çıktı ve bu konuda şu açıklamalar yer aldı.
“Yabancı dilde ders verecek öğretim üyelerinin konuşma ve dinleme becerilerinin de uluslararası sınavlarda olduğu gibi sorgulanmasını istiyoruz. Uluslararası dil sınavlarının kabulüne devamın yanı sıra; YDS’nin bu açıdan yeniden kurgulanması da, bu yeterliliklerin sorgulanacağı bir yeni merkezi sınav da orta vadede söz konusu olabilir.”
Yani yabancı dil konusunda yapılan sınavın bile gerçek ve yeterli bir düzeyde olmadığı yine bu kurum tarafından dile getirilmektedir.
Yüz yıldır medeniyeti yakalamak ve kalkınmış ülkeler seviyesine çıkmaya çalışan bir ülke de bilim dili sınavı bile eleştirilecek bir durumda ve bu sınav bile yeterli bulunmamaktadır.
Şimdi aslında en can alıcı noktaya gelelim ve şu noktaya dikkat çekmek için sizin dikkatinizi orta öğretim hatta ilköğretimdeki yetersizlikle ilgili yapılan araştırmaya bir göz atalım.
“Üniversitelerin girdisi ortaöğretimin çıktılarıdır. Liseden mezun olan öğrenci üniversiteye gelir. Liseden İngilizce temel bilgi seviyesinde mezun olan öğrencilere 8 aylık hazırlık sınıfında İngilizce öğretilmesi, hem de bir bilim alanında akademik bir eğitim alabilecek düzeyin kazandırılması isteniyor. Konuyu birlikte müzakere ettiğimiz rektörlere göre bu, imkânsızı istemektir. Bazı sorunların ortaöğretimde çözülmesi gerekiyor. Üniversitelerdeki hazırlık sınıfları yabancı dil kursu gibi kabul ediliyor. Oysa bu sınıflar mevcut yabancı dil yetkinliğine akademik boyut kazandırmalı. İngilizce tamamen üniversitede öğretilmesi beklenmemeli. Üniversiteler belli düzeyde İngilizce bilgisine sahip öğrencilere akademik eğitim verir.”
Bu bilimsel açıklamalar ve araştırmalar sonucu vardığım kanaate göre, yabancı dil konusunun ilk ve orta öğretim yılları seviyesinde çözülmesi gereken bir eğitim olup özellikle bu sıralarda bu dil öğrenimine önem verilmesi gerekir.
Bunun için veli ve öğrencilerin yeterli düzeyde baskı oluşturması ve bu çok önemli. Dilin ilköğretim yıllarında, öğrencinin hafıza ve bilgiyi alma seviyesinin yüksek olduğu yıllarda öğrenilmesine önem verilmelidir.
Milli Eğitim Bakanlığının ilkokul ve Ortaokul seviyesindeki İngilizce öğretmenlerinin yeterliliğinin ölçülmesi ve öğrencilerinin yabancı dil öğrenme kabiliyetine göre değerlendirilmeleri gerekir.
İmsak | Güneş | Öğle | İkindi | Akşam | Yatsı |