İnsanların beyninin ve kalbinin demokratikleşmesi gerekir. İnsanlar bir dünya topluluğu olarak kendilerini görüp, Irk ve Millet kavramını üst kimlik olarak görmemeleri gerekir.
Milli duygular, insani duygulara dönüşünce hoşgörü ve İnsan sevgisi gelişir işte o zaman bu günkü çatışma ortamı, kin ve nefret duyguları ortadan kalkar.
İnsan olarak, her Irk ve dil’e tahammül etmeyi öğrenmeliyiz. Ulaşımda, yargıda, eğitimde, güvenlikte ve diğer tüm ihtiyaç alanlarında insanlar anlayacakları ve konuşabildikleri dillerle karşılanmalı ve dinlenmelidir.
İlla benim dili mi öğreneceksin ve illa benim dinimden olacaksın, benim bayrağımı tanıyacaksın gibi gayri insani ve ayni zamanda dayatmacı zorlamacı istek ve talepler çatışma ortamını çıkaran nedenlerdir.
Biz, çatışma ortamını istemiyorsak, kardeşçe yaşamak istiyorsak, bir birimizin, insani ve kardeşlik duygularına, düşüncelerine saygılı olmalıyız.
Nasıl ki bilim için İngilizceyi, akademi için Latinceyi öğrenerek konuşmakta bir bahis görmüyorsak, ulaşım ve yargıda Kürt kardeşlerinin haklı isteklerine Türk kardeşlerinin saygı göstermesi gerekir.
Onlardan gelen bu gayet haklı talebi sudan bahanelerle reddetmemek lazım… Çünkü dünyanın neresine gidersen git, önemli uyarı ve işaretler o yörede yaşayan insanların anlayacağı dilden yapılmak zorundadır.
Çözüm sürecinde ve barış ortamında gösterilen tahammül, çatışma ortamında birden düşmanca duygulara dönüşmemeli…
Bir uçak anons ve uyarıları için mahkemeler ve kuralları engel göstererek, sudan bahanelerle geri çevrilmesi, sistemin gelecekte kardeşçe yaşama talepleri önünde çok büyük engel olduğunu gösteriyor.
Bir işin olmasını istemiyorsa sistem hemen topu yargıya ve dış kaynaklara bağlayarak işin içinden çıkıyor.
Mevzuat ve kanunlar yetersiz ise bunu değiştirmek yine devletin görevi değil mi? O halde bu kadar haklı bir talep için vatandaşın ile yargıyı neden karşı karşıya getiriyorsun?
“Diyarbakır Barosu avukatlarından Mahsuni Karaman 2014 yılında Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü ve Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü’ne başvurarak, Diyarbakır
Havaalanı’nda yapılacak tüm yönlendirme, bilgilendirme, uyarı, ikaz ve anonslar ile Diyarbakır’a yapılacak karşılıklı uçak seferleriyle ilgili uçuş öncesi, uçuş sırasında ve sonrasındaki tüm yönlendirme, bilgilendirme, uyarı, ikaz ve anonsların
Türkçe’nin yanı sıra Kürtçe de yapılmasını istedi. Kurumlardan ret cevabı verilmesinin ardından Avukat Karaman, Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü hakkında Ankara 12’nci İdare Mahkemesi’nde dava açtı. İdare Mahkemesi’ne verdiği dilekçesinde iletişim adına uygulamanın genişletilmesi gerektiğini belirten Karaman, yöre halkının işlerini daha rahat bir şekilde yapabileceğini vurguladı. Konuyla ilgili uluslararası düzenlemelerin olduğunu kaydeden Karaman, taleplerinin reddedilmesi işleminin iptalini istedi.”
İşte yargıdan dönen bir haklı talep daha ve Kürt vatandaşları düşündüren sistemin tavrı! Bu tavır ve tutum nereye kadar sürecektir. Milli Kardeşlik Projesi bu sorunlara çözüm olacak mı? Olmayacaksa, köklü bir çözüm ne zaman ortaya konulacak?
İmsak | Güneş | Öğle | İkindi | Akşam | Yatsı |