Türkiye iç ve dış savaş koşullarının tam yaşandığı bir ülke haline geldi. İçerden her türlü cemaat ve örgütle çatışan ve savaşan Türkiye, dışarıdan ise tüm komşuları ile savaş halindedir.
İran ile Şii-Suni mezhep sorunundan dolayı savaşa tutuşan Türkiye, Suriye’de ayrılıkçı ve muhalif güçlere verdiği destekten dolayı, Irak ile Başika Eğitim Kampı ve en son savaş haline geldiğimiz ülke ise Rusya.
Aslında son ayların en ciddi savaşının ise Rusya ile olduğu ve her geçen gün sıcak çatışmaya doğru gittiği potansiyel savaş hali olan ülke Rusya’dır.
Önce savaş uçağının düşürülmesi ve ardından restleşmeler, daha sonra son olarak Cenevre görüşmelerinde ortaya çıkan düşmanca tavırlar ile sınır ihlali iddiası eklenince korkulan senaryonun yaklaştığı iddiası.
Uzman görüşlerine göre Türkiye ve Rusya sıcak çatışmanın eşiğinde; “Türkiye'nin daha önce Rusya'yla ekonomik-siyasi başta olmak üzere çok iyi işleyen bir işbirliği ve diyalogu olduğunu hatırlatan Karakuş, Rus uçağının Türkiye tarafından düşürülmesiyle birlikte ortaya ‘kanlı bıçaklı taraflar çıktığını' söyledi. Karakuş, Türkiye'nin bu süreçte çok temkinli davranmasının önemine dikkat çekerek: "Uçağın düşürülmesinden sonra gerekli dersleri alan dahası Rusya bomba atmadıkça saldırganlıktan uzak durması gerektiğini öğrenen Türkiye'nin bu kez daha temkinli ilerlediğini görüyoruz. Siyasi açıklamalardan çok uygulamalara bakmak gerekiyor bu noktada. Başbakan Davutoğlu'nun "Gerilimi tırmandırmayacağız" açıklaması bu noktada çok önemli. Rusya, kendi şovunu yapabilir ama Türkiye bu şovun kurbanı olmamalıdır ve keskin çıkışlardan kaçınmalıdır.”
“Rus askeri uzman Alexander Golz da, DW Rusça Servisi'nin sorularını yanıtladı. Golz, NATO'nun savaştan özellikle kaçınmasına karşın Moskova ile Ankara arasındaki gerginliğin tırmanmasını ‘tehlikeli' olarak gördüğünü söyledi ve "Rusya ve Türkiye bugün bir savaşın eşiğindedir" ifadesini kullandı. Türkiye ve Rusya'nın bir yerel askeri çatışmaya girişebileceğine dikkat çeken Alexander Golz: "Ancak gerilimin boyutlarının daha da tırmanmasıyla birlikte ihtilafın yerel düzeyde sınırlı kalmaktan çıkmasından endişe duyuyorum" dedi.
Türk hava sahasının ihlal edilip edilmediği konusunda kesin yargıda bulunmanın güç olduğunu anlatan Golz: "Gerek Rusya gerekse Türkiye tarafı gerçekleri savundukları görüş doğrultusunda düzeltmekte sakınca görmüyor" diye konuştu. Alexander Golz, ABD'nin ortaya koyduğu kanıtlarla birlikte tartışmasız bir şekilde Ankara'nın yanında durduğuna da vurgu yaptı. Golz, Ankara'nın Rus uçağını düşürdüğü zamanı hatırlatarak "O zamanki olaya kıyasla NATO ve ABD; çok daha sert ve kararlı tepkiler verdiler, açık bir şekilde Ankara'ya destek çıktılar.”
Bu iki uzman görüşüne göre savaş an meselesi ve iki tarafın bu çatışmadan çekinmediği ortada…
Asıl yaşadığımız savaşa gelince… Biz iki yıldan beri içine girmiş olduğumuz ekonomik savaşı tüm ağırlığı ile veriyor ve yaşıyoruz.
İş ve istihdam alanları daraldıkça daralıyor, mikro ekonomik göstergeler olumsuz ve negatif seyretmesine rağmen, makro düzeyde büyük bir ekonomik savaşın içine girmiş durumdayız.
Rusya’nın ekonomik savaşı, sebze meyve ve gıda sektöründe iç ve dış ticareti yüzde 38 oranında vurduğu, İran ile olan ekonomik savaşta ise tam bir bölgesel savaşın içine girdiğimiz, bunun yanı sıra, Irak Hükümeti ile taşımacılık ve ihracat konusunda güvenlik gerekçesi ile kapanan kapıların verdiği tahribat.
Suriye ile olan kriz yüzünden Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde durma aşamasına gelen imalat sektörü bir yıkım savaşının içinde büyük bir zayiat ile karşı karşıyayız.
Son ihracat rakamları ve ekonomik duruma göre, makro düzeyde büyük bir ekonomik savaşın içindeyiz.
“İhracatçının üç büyük derdi bu yıla damga vuracak gibi görünüyor. Bunların başında Rusya geliyor. Geçen yıl Ocak ayında 313 milyon dolarlık ihracat yapılırken Rusya'ya bu yıl 109 milyon dolarlık ihracat yapılabildi. Bu yüzde 65'lik gerilemeyle Rusya Türkiye'nin en fazla ihracat yaptığı ilk on ülke sıralamasından düştü ve 20'nciliğe geriledi. Hükümet Rusya ambargosunun 2016 yılı boyunca olumsuz etkisinin yaklaşık 10 milyar dolar seviyelerinde olmasını bekliyor. Geçen yıl ihracatçı özellikle 2014 yılında Euro'nun değerli olması nedeniyle Euro/dolar paritesinden büyük zarar görüyordu. Bu geçen yıl Ocak ayında başladı ve yıl boyu sürdü.
Bu nedenle ihracatçılar kaybın pariteden olduğuna dikkat çekmek için ihracat verilerini ayrıca Euro cinsinden açıklamaya başlamışlardı. Ocak 2016'ya kadar Euro cinsinden ihracatta artış görülüyordu. Ancak Ocak’ta Euro cinsinden ihracatta da yüzde 8,1 düşüş yaşandı. TİM'in açıklamasına göre geçen yıl Ocak ayında Euro ortalama 1,167 dolar seviyesinde iken, bu yıl ocak ayında 1,087 seviyesine geriledi. Bu yüzden parite kaynaklı ihracat kaybı 371 milyon dolar oldu. Bir yıldır parite kaybına ihracatçı çözüm bulamadı.
TİM verilerine göre, bu yılın ilk ayında 1 milyar 515 milyon 479 bin dolarlık ihracat yapsa da geçen yıla göre yüzde 12,3 kayıp yaşayan otomotiv sektörü en fazla ihracat yapan sektör oldu. Otomotiv sektörünü 1 milyar 340 milyon dolar ihracat ile hazır giyim ve 1 milyar dolar ile kimya sektörü takip etti. Rusya ambargosundan en fazla etkilenen sektör yaş meyve ve sebzede ihracat kaybı yüzde 38,6 olurken bu sektörün ihracatı 134 milyon dolara geriledi.”
Yani ihracatta büyük bir düşüş ve yatırım ile istihdamda büyük bir durma yaşanırken, Başkanımız Sarayı bırakıp, Başkanlık Sistemi ile yönetilen Şili, Peru ve Ekvator’da gezi ve incelemelere çıkmış! Hem de özel arabasını kargo uçağı ile taşıyarak!
İmsak | Güneş | Öğle | İkindi | Akşam | Yatsı |