Haftalarca önce bölgemize yönelik alınacak iyileştirici ve önlem alıcı ciddi tedbirlerden söz edilmiş ve bu tedbirler paketinin de Mardin’de Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından açıklanacağı bildirilmişti.
Devlet, terörü bitirmek ve bölgenin normale dönmesini sağlamak, yakılan yıkılan konutları ve kırılan kalpleri tamir etmek için çok büyük ve önemli adımlar atacağını söylemişti.
İktidar ve hükümet kabinesi kadar yerli halkı da bir heyecan ve panik beklentisi içine koymuştu bu açıklamalar…
Gerçekten çok büyük bir karşılama ve katılım ile Artuklu Üniversitesi Konferans Salonu dolup taşmıştı. Gündeme geçilince, birlik beraberlik kardeşlik ve ümmet anlayışının perçinleyici, kenetleyici özelliğinden söz edilerek terörün kardeş halkları bölme ve parçalama, bu asırlarca süren birliği bozmaya yönelik iddialara yer verildi.
Ardından bu bölgenin asırlarca ihmal edildiği ve bu ihmalin üzerinden iç ve dış düşmanların fırsat bularak, Türk ve Kürt kardeşliğini parçalamaya çalıştıklarını ifade etti Davutoğlu…
Bunlar klasik devletin bölünmemesi üzerine uzun süreden beri söylenen, güzel ve birleştirici cümleler. Ama bugüne kadar bu kardeşliğin altının neden doldurulmadığı, bu bölgenin neden ihmal edildiğini, bu coğrafyada yaşayan Kürt kardeşlerinin neden tanınmadığını? Açıklama gereği duymadı, sayın Başbakanımız.
Sıra paket ve söz de on ayaklı eylem planına gelince CHP’lilerin ifade ettiği gibi adeta dağ fare doğurdu!
Ne söyleyen ne de dinleyenin tatmin olmadığı bir eylem planı olduğu ortaya çıktı.
Yakılan ve yıkılan yerlerin kentsel dönüşüm planı çerçevesinde, TOKİ aracılığı ile yeni modern konut ve mekanlara kavuşturulacağı, bu arada TOKİ’ye güzel bir kaynak oluşturarak, yöre halkını, yıllarca taksit ve faiz ödeme yükü altında sömürmeye, başlanacağı!
Ayaklardan bir diğeri ise işverenlerin prim borcunun erteleneceği! Uzun süreden beri iş ve işlemlerin durdurulduğu bölgede, hiçbir işveren kalmadığı gibi prim borcu olan işverenin çok az olduğu…
Diğer bir ayak ise bölgede en çarpık yürüyen ayaklardan biri olan faizsiz kredi verilmesi olayıdır ki bu yıllarca normal dönemlerde bile sağlanamamış bir eylemdir.
Kredi almaya gittiğiniz bankaların, bin dereden su getirerek, bire on teminat istedikleri iş adamlarımızın tefecinin eline düşerek iflas etmesine neden olan bir sistem!
Yani kısaca bu on ayağın her onuna da bu ayaklar kokmuş diyebilirim! Çünkü her kriz ve her isyandan sonra yaşanan tipik, vaatler ve gerçekleşemeyen sözlerin dışına çıkılmadı.
Ama bir ayak vardı ki! İşte o ayak çok önemli bir ayaktı! O ayak yabana atılacak gibi değil ve o ayağı görmeden geçmek olmaz.
Başbakan, bundan sonra yapılacak kardeşlik projelerinde yer Ankara, muhataplarımız ise HDP ve PKK dışındaki oluşumlar olacak! Diyor.
İşte bu çok önemli bundan sonra sahaya inerken, maç yapmadan önce rakibini kendisi belirleyecek ve gerçek muhatap yerine türbinde oturan seyircilerden oluşturacak, bir takımla maç yapacaktır!
Dünyanın en mantıklı ve en adil maçını bekleyebilirsiniz(!) Şimdi bu ayak en ciddi ve en önemli olduğu ayak değil mi? Bu, üzerinden konuşulmaya değer en önemli ayak bence!
Evet, yıllardır beraber sahaya indiği takımı lig dışında bırakmak ve hiçbir sorumluluğu bilgi ve birikimi olmayan takımcıklar ile maç yapmak!
Bu madde hükümetin asıl üzerinde durması gereken ve halkın en çok üzerinde düşünmesi gereken bir madde olduğu, bunun önümüzdeki günlerde çok tartışılıp çok konuşulacağı bir madde olacağına inanıyorum.
Hiçbir iddiası, hiçbir hedefi ve hiçbir teknik altyapısı olmayan takımları sahaya indirip onlarla maç yapmak sonuç olarak kimi tatmin edecektir?
İmsak | Güneş | Öğle | İkindi | Akşam | Yatsı |