Toplumumuzun yüzde doksanının dindar olduğu iddia edilmektedir. Oysa dindarlık ve inanç ile Müslümanlık ile dindarlık arasında çok büyük anlamsal farklar vardır.
Müslüman olmak için dindar olmak yetmiyor. Çünkü Puta tapanlarda dindardır. Babasının dini üzerine olanlar, inançlı olmalarına rağmen, maddi çıkarlara, evlat ve aşiretine inananlarda dindardır. Fakat hepsi Müslüman’dır diyemeyiz.
Bakın dünyada yapılan bir dindarlık araştırmasında, Türkiye’de ki dindarların oranına…
“İsviçre merkezli global araştırma ağı WIN/Gallup International'ın son çalışmasında dünyada ülkelere göre dindarlık oranı ortaya konuldu.”
Ama önce dindarlık nedir? Bu sorusunun cevabını, sosyolojik olarak öğrenmek lazım.
“Sosyologlar dinin toplumdaki etkisini tespit için bazı dindarlık ölçütleri ararlar ve dindarı aşağı yukarı şöyle tanımlarlar: Bir kutsala inanan, inançları gereği işler yapan ve dinî bir grubun üyesi olan kimse dindardır.”
Demek ki ben dindarım demekle dindarlık olmuyor. Bu dindarlığın bazı özellikleri olmalı bunu sosyologlar yukarıda tanımlıyor.
Önce bir kutsala inanacaksın, bunu putperestlerde yapıyor, kapitalistlerde yapıyor, ateşperestlerde yapıyor. Ayrıca inancın gereği işler yapmak işte her din ve inancın ayrıldığı, hak ile batılın ayrıldığı önemli nokta…
Yani sen Müslüman bir dindarsan, insanların senin elinden, dilinden ve belinden zarar görmemesi gerekir, bir de kendi inanç topluluğunla birlikte hareket etmen, yani ibadet ve yaşam şeklini onlara uydurman.
Eğer böyle değilsek, bizler puta tapan bir dindardan farklı değiliz demektir. Şimdi gelelim
Anketin sonucuna:
“Türkiye’de dindar olduğunu söyleyenler yüzde 79 çıktı. Yüzde 13’lük bir kesim ise ‘dindar değilim’ cevabını verdi. Türkiyeli ateistlerin oranının yüzde 2 olarak görüldüğü araştırmada kendisini din konusunda herhangi bir şekilde tanımlamayanların ya da soruya cevap vermeyenlerin oranı yüzde 6 oldu.” Bu sonuca göre biz dindar olabiliriz ama Müslüman yani Allah’ın dinine ve Allah’a teslim olmuş olamayız. Çünkü bu dindar toplumun yüzde doksanı, Allahın emir ve yasaklarını ya bilmiyor veya işine geldiği gibi uyguluyor.
Peki Putperestliğin anlamı ne?
“Putperestlik, genel anlamda bir nesne, görüntü veya fikre tapım içeren bir dini uygulama, anlayış veya inançtır.”
Bu tanıma göre bizde biraz Putperestçe bir dindarlık, olduğu sonucu çıkmıyor mu? Biz ya paraya, ya şöhrete, ya siyasete ve ya güce inanan ve ona tapan bir toplum haline gelmemiş miyiz? Bunu sorgulamalıyız.
Bakın bu sonuca göre dünyanın en dindar ülkeleri Maalesef İslam ülkeleri değil, yani puta ve batıla inanan ülkeler daha dindar oldukları tespit edilmiş.
“Dünyanın en dindar ülkesi yüzde 94’le Tayland olurken, bunu Ermenistan, Bangladeş, Gürcistan ve Fas yüzde 93’le takip etti. Çin, yüzde 7 ile dindarlığın en az olduğu ülke olarak dikkat çekti. Çinlilerin yüzde 61’i ateist olduklarını söyledi.”
“Japonya’da dindar olduğunu söyleyenler yüzde 13 olurken, İsveç yüzde 19, Çek Cumhuriyeti yüzde 23 ve Hollanda yüzde 26 ile en az dindar nüfus barındıran diğer ülkeler olarak sıralandı. Türkiye’nin yanı sıra Ortadoğu’da araştırmanın yapıldığı ülkeler İsrail ve Filistin oldu. Filistin’de ‘dindarım’ diyenler yüzde 75 çıktı. İsrail’de bu oran yüzde 30 oldu.”
O zaman biz niceliksel dindarlıkla değil, nitelikli dindarlığın etkisi ile ilgilenmeliyiz. Toplumun yüzde kaçının Allah’a ve dine teslim olduğunu tespit ederek, dindarlığımızı ölçmeliyiz.
İmsak | Güneş | Öğle | İkindi | Akşam | Yatsı |