İktidar partisi ve hükümet yetkilileri ile sözcüleri sürekli haksız gözaltılar, haksız işten çıkarmalar ve haksız mağduriyetlerin önüne geçileceğini ifade ediyorlar…
Demek ki onlar tarafından iyi biliniyor ki, FETÖ soruşturmaları ve operasyonları sırasında birçok haksızlık ve mağduriyet söz konusu.
Kamuoyunun iddiasına göre suçlular dışarda gezerken, suçsuzlara yönelik yapılan operasyonlar ile tamamen bir mağduriyet operasyonu olduğu…
Özellikle kimsesiz, sahipsiz ve savunmasız birçok memur, işçi, asker ve öğrenci suçsuz bir şekilde suçlanarak gözaltına alınmakta ve işinden olmaktadır…
Geçen gün Hava harp Okulu öğrencilerinin yakınlarının Ankara da, gerçekleştirdikleri eylemi izledim. Hava harp okulu önünde yaptıkları eylemde, çocuklarının biran önce cezaevinden çıkarılmasını talep etmekteydiler…
Askerler ve subayların yaptığı bir eylemde, okul öğrencilerinin ne tür bir katkısı veya etkisi olabilir? Ben de bunu hükümet yetkililerine soruyorum.
Evet… Gerçekten bu öğrenci velilerinin çaresiz ve umutsuz eylemleri gibi, tüm yurtta FETÖ operasyonları mağduru birçok kişi çaresiz ve umutsuzluk içinde bir belirsizlik yaşıyor.
Düşünün 2006 yılında çekilen bir resim bile bu gün suç kanıtı olarak bazı gazetelerin manşetlerini süsleyebiliyor…
Ahmet Hakan gibi deneyimli ama bu günlerde yalakalık yapan bir yazar ise bunun hesabını bu resimdeki vekillerden sorabiliyor…
Oysa o yıllarda cumhurbaşkanımız ve başbakanımız olan kişiler daha fazla muhabbetle bu hoca efendiye el pençe durmaktaydılar…
Hükümet yetkilileri ve cumhurbaşkanı ile bakanlar ifadelerinde 17/24 Aralığı milat göstermiyorlar mı? O tarihten önceki, günahlar ve suçlar af edilmemiş miydi!
O halde ne diye 2006 yılındaki bir resim manşete taşınarak, suç delili olarak kamuoyu ile paylaşılıyor?
Bu operasyonlarda mağdurlar işte bu algı operasyonları ile mağdur aştırılıyor. Kimsenin hakkını bile aramasına yol açmıyor ve neden suçlandığını bile onlara açıklayamıyorlar…
Hava Harp okulundaki bir öğrenci yakını kameralara sesleniyor, biz ailece Atatürkçü ve cumhuriyetçiyiz, bizim çocuğumuz FETÖ cü olamaz ama bunu kimseye anlatamıyor ve anlatacak muhatap bulamıyoruz…
Kriz masalarında ise tam bir aldatmaca, tam bir KERİZ masasına dönüşmüş ve tamamen aldatmacaya yönelik, bir masa haline getirilmiş…
Batman da birçok mağdur bu masaya ulaşmak için günlerce valilik koridorlarını arşınlamasına rağmen, böyle bir masaya rastlamadıklarını ifade etmektedirler…
Sadece Bank Asya da birkaç kuruşu olan bir memur veya Zaman gazetesi abonesi olan bir çalışan işinden olmuş, sendikanın çağrısına uyan bir öğretmen açığa alınmış, bu şahısların şikayet ini veya itirazını yapacakları bir muhatap bulamamaları ne acı ve ne korkunç bir durum…
Devletine ve onun kurumlarına sığınan bu mağdurlar, devletin çaresiz ve umutsuz, tepkisi ile karşılaşıyorlar…
İl başkanı çaresiz, il müdürü çaresiz, il valisi çaresiz, il siyasetçisi ve vekili çaresiz, Ankara ya giden vatandaşın başvurduğu bakan ve bakanlık ise tamamen çaresiz…
Bu vatandaşlar kimden yardım istesin ve derdini kime anlatsın? Başvuracakları bir adli mercide bırakmamışlar, bu mağdurların yasal başvuru hakkını bile ellerinden almış bu iktidar…
Peki… Çaresiz mağdurlar çıldırmasın da, kim çıldırsın, bunlar top yekun devlete düşman olmasında ne yapsınlar? En kısa sürede bu belirsizliğe, bu çaresizliğe bir çözüm bulunmalı ve sap ile saman ayrışmalıdır.
İmsak | Güneş | Öğle | İkindi | Akşam | Yatsı |