Geçen gün sağ cepheden, sol cepheye geçen ünlü bir siyasetçi İslam dininin sağ değil sol olduğunu iddia ederek, İslam dinine yeni bir yorum katmaya çalıştı.
Bence bu yüce dini kim daha iyi kullanabilirse bu din ondanmış gibi görünüyor. Ama aslında İslam dini ne sağ, ne de sol görüşlüdür.
Ama tüm düşünce, fikir ve görüşler insanlara hizmet eden fikir ve görüşleri kapsayacak büyüklüktedir.
Kapitalist ve Emperyalist var ki bu yüce dini kullanarak, İslam’ın kapitalist olduğunu iddia edebilir… Öyle sol örgüt ve partiler var ki, kendi fikir ve düşüncelerini İslam’ın yüce değerleri ile güçlendirerek, İslam’ın Sol olduğunu kanıtlamaya çalışabilir…
Fakat İslam birdir, diridir ve güçlüdür. Tüm fikir ve düşüncelerin, siyasi hareketlerin üstünde olduğu gibi hepsini kapsayabilir ama o hiçbir görüş ve düşünceye mal edilemez.
Bugün CHP’ye geçen Mehmet Bekaroğlu, düne kadar siyaset yaptığı, sağ partilerden ayrılarak bugün geçtiği sol partiye İslam kimliğini taşımaya çalışması, dün sağcı iken İslam’ı kullandığı gibi bugün solcu olarak İslam’ı kullanarak Müslümanları yanına çekmeye çalışıyor.
Bu görüş ve düşünce asırlar boyu bu İslam coğrafyasında, iktidarı elinde tutanlar ve iktidara oynayan siyasilerin genel bir geleneği haline gelmiştir.
Mehmet Bekaroğlu kendi düşüncesine göre: "Benim okuduğum Müslümanlık, özgürlükçü ve adaletçidir. Sosyal demokrasinin de en temel ilkeleridir bunlar. O taraftan baktığınızda illa ki bir yere oturtacaksanız sol çıkar. Şimdi hadis diyor ki 'İşçinin alnı kurumadan hakkını verin.' Eğer Peygamber’in söylediğini esas alacaksak, tedbirler alınmadığı ve madenler denetlenmediği için 301 madenciyi gömen zihniyet mi Müslüman zihniyettir, işçinin hakkını, hukukunu koruyan mı? Hadi ben solcu olmayayım, niye sağcı oluyor ki Müslümanlar?"
Soruyor Bekaroğlu neden sağcı oluyor Müslümanlar? Ben de kendisine soruyorum, kendisi madem bunu biliyordu, bugüne kadar neden sağcılar arasında siyaset yaptı ve neden bu görüşü İslam ile bağdaştırarak, dini kullanarak parti kurarak halkını aldatmaya çalıştı?
Bu tür görüş ve düşünceler halkını aldatarak sömürmeyi hedefleyen ve planlayan siyasilerin görüşüdür.
Halkın yüzde doksan dokuzu Müslüman olan bir ülkede, Laik rejime hizmet etmek ve bu halkı yanına alarak demokratik seçime gitmenin yegane yolu bu olsa gerek.
Zaten sistem bunu gerektiriyor ve bu halka rağmen, bu halkın inancına ve düşünce yapısına rağmen dayatılan bu sistemde, halkın desteğini almak ve halkı sistemde eritebilmek için adına demokrasi dedikleri bir ucube sistemle sözde seçimle başa gelmenin tek yolu Müslüman halkı aldatarak onlardan görünerek, onları oy vermeye ikna etmektir.
Bu halk nasıl aldatıldığını ve ne tezgahlarla sandık başına götürüldüğünü, nasıl sola ve sağa alet edildiğini bilse hiç bu sistemin kurduğu sandıklara gider mi?
Düne kadar bu sistemi elinde tutanlar, bu sistemin yaşamasını sağlayanlar, nasıl ayet ve hadislerle bu halkı aldattıysalar, bu dini yok ederek dindarları sistemle adapte edebildilerse… Bu günden sonra da sağ adı altında ve sözde Müslüman fikir ve düşüncesine yakın olduğunu kabul ettiren sağcılar, bu sistemi kullanarak, alet etmeye devam ediyorlar…
Bu uygulama sol veya sağ bu sistem devam ettikçe aynen yürüyecektir. Kimse bugün sağda olduğunun sebebini bilmediği gibi yarın sola geçerken yine de bunun nedenini bilemeyecektir. Bu sihirli formül çözüldüğü an sistem bitmiş olacaktır!