USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

AB yerine Şangay…

26-04-2017

Yani Avrupa yerine, Asya, Yani medeniyet, hukuk, İnsan hakları, sanayi, teknoloji yerine, teokrasi, saltanat, Komünizm ve kapalı ekonomi ile dağ kanunları…
Adamlar bir yıl önce demişti, AB olmazsa, Şangay beşlisi var diyerek, ilk resti çekmişlerdi, şimdi adım adım o yöne doğru dönüş yaptığımızı görüyoruz…
Bir referandum geçirdik ve tüm çamaşırlar ortaya serildi, tüm ipler koparıldı ve yılların ilişkileri sıfıra indi.
Aslında bu gelişmelere bakarak, durumu bu şekilde değerlendirmek eksik olur, bizler içerde bir çok yakaladığımız standartlardan taviz verdiğimizi inkar etmemeliyiz…
FETÖ ve PKK ile mücadele adı altında çok şeyleri kaybettiğimiz ve alıştığımız birçok AB standartlarındaki özgürlük ve hakları geri verdiğimiz bir gerçek…
Siyasi yönden muhalifleri sindirmek için akla hayale gelmeyen, algı operasyonları ve baskı unsurları oluşturmak, hukuk ve idarede birçok aksaklıklara göz yummak…
Terör ve tanımı konusunda kafa bulandıran, uygulamalara şahit olmak, birçok siyasi mağdurun oluşmasına yol açmak…
Eyleme ve söyleme dönüşmeyen niyet okuma ile başlayan suçlamalar ile özgürlüklerin, kısıtlanması ve birçok kişinin gözaltı ve tutuklanmalara varan, cezalara çarptırılması…
 Avrupa ve hatta medeni dünya nın her uyarısına karşı sert tavır ile tehdit ve şantaj cevapları ile karşı çıkmak, oturup bunu değerlendirme imkanı oluşturmamak…
Avrupa İnsan hakları dedikçe biz kendinize bakın sizde verilmeyen haklar bizde var, cevabını verdiysek…
Avrupa basın özgürlüğü dedikçe, biz onları düşmanlık ve içişlerimize müdahale etmekle suçladıysak…
Avrupa yasalar ve kanunlar dedikçe, biz olağanüstü hal ve KHK ler diyerek onların Olağanüstü uygulamalarını örnek gösterdiysek…
Avrupa komşulara ve onların toprak bütünlüğüne saygı ile dünyanın en vahşi terör örgütünden uzak durulması gerekir uyarısına rağmen, bizler Avrupa yı İslam düşmanlığı ile suçladıysak…
Yaptığımız referandum sonucu davet ettiğimiz,  gözlem heyetinin kararını kabul etmeyip onları tanımadığımızı ilan ettiysek… 
Haklı olarak Avrupa birliği toplanıp bizi siyasi gözleme tabi tutacak ve bu sürecin işlenmesi için gerekirse birlik sözleşmesini askıya alacaktır…
Bu ülkede AB bakanlığı ve Cumhurbaşkanı danışmanları ne iş yaparlar merak ediyorum doğrusu…
Bu bakan ve bu danışmanlar hiçbir rapor ve hiçbir gelişmeyi cumhurbaşkanına iletip hiç mi görüş sunmuyorlar…
Yoksa liderimiz, Reisimiz ve başkanımız bunlardan danışmanlık yerine sadece susmaları için ve onların ona danışması için mi, bu kadar yüksek ücretlerle istihdam etmiş… 
AB bakanı yıllardır süren Demokrasi, İnsan hakları, Hukuk devletinden uzaklaşıldığının Avrupa tarafından rapor edildiğini.
Sonuç olarak:  AB den kovulma ile yüz yüze geleceğimizi söyleyemedi mi…
Cumhurbaşkanı başdanışmanı İbrahim Kalın, aklı ve zekası, bilgi ve birikimine rağmen, bu gelişmeler olası sonuç hakkında öngörüde bulunamadımı?
Bulunduysa kendini dinletemedi mi? Olası yeni kabinede yer alacak olan Kalın ve MHP li yeni bakanların bu durumu düzeltmeye güçleri yetecek mi? 
Yoksa bizlere Şangay beşlisinde yer ayırmılarda bizim haberimiz mi yok!

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?