USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Basın Bayramı, Özgürlüğü…

23-07-2017

Bu gün 24 Temmuz Basın bayramı, tüm meslektaşlarımın bayramını kutlar, onlara bayram tadında bir gün dilerim.
Basın bayramının ülkemizde kutlanmasının asıl nedeni 24 Temmuz 1923 te kabul edilen basın özgürlüğü günü olarak kutlanmaktadır!
“Basın Bayramı veya Gazeteciler ve Basın Bayramı, tarihi konusunda üzerinde anlaşmazlık bulunsa da Türkiye'de Türk basınında sansürün kaldırılmasının yıl dönümü olarak her yıl 24 Temmuz tarihinde kutlanan önemli gündür. Basın Bayramında pek çok siyaset adamı, rektörler ve bazı belediye başkanları tarafından bildiri yayınlanmaktadır. Bildirilerde Basın Bayramının önemine değinilerek, özellikle Türk basınındaki sansür ile ilgili konular bu bildirilerde yer almaktadır.

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti 1946 yılında kurulduğu zaman “gazeteciler için de bir gün belirleyelim” düşüncesi ortaya atılmıştır. Önceleri ilk gazetenin basıldığı gün “basın bayramı” olarak düşünülmüştür. İlk gazetenin çıkışı kimilerine göre 1831, yani Takvim-i Vakayi’nin yayınlanışıdır. İlk Türkçe gazete olmasına rağmen onu, resmi gazete olduğu için ilk gazete saymayan görüştekiler de 1861, yani Tercüman-ı Hakikat’ın çıkışını ilk gazete basılışı olarak kabul etmek istemişlerdir. Bu anlaşmazlık nedeniyle konuda bir görüş birliği olmamış bunun üzerine Fatih Rıfkı Atay, Akşam gazetesinde 24 Temmuz’u tarihini ortaya atmış ve 24 Temmuz tarihi “Gazeteciler ve Basın Bayramı” olarak kutlanmaya başlamıştır.”
Türkiye de her şey de ve her yerde olduğu gibi bu konu da da çok ilginç bir tespit ve çok komik bir bayram olduğunu iddia edebiliriz.
Türk basının da sansür ne zaman kalktı? Nasıl kalktı, kim kaldırdı ve bu güne kadar sansürsüz bir basın hayatı gördük mü?
Doğrusu sürekli iktidarlar ve hükümetlerin, devlet ve devlet olma yetkisini elinde tutanların açık ve gizli sansürü altında, yayın yapan Türk basını böyle bir bayramı hak etti mi, bu da tartışılır…
Sürekli satılık kalemler ve satılık sütunlarla karşılaştığımız, onun bunun emrinde, onun bunun düşüncesine hizmet eden bir basın, halktan ve halk gazeteciliğinden uzak bir yayın politikası ile… 
Ne ekonomik yönden özgür olmuş, ne de fikir ve düşünce yönünden, ne inanç ve siyasi görüş yönünden ne de anlayış ve bakış yönünden özgürleşmemiş bir basın…
Bu gün Batman da yerel de yayın yapan yirmiye yakın günlük gazete olmasına rağmen, bundan 15 yıl önceki, etkinliği ve gazetecilik niteliği maalesef yoktur…
Nicelik olarak artışın olması ve sayı olarak kişisel tablonun artmış olmasına rağmen maalesef o eski nitelikli gazeteciliği bulamıyoruz…
Bu gün basın ordusu sayısı yüzün üzerinde ve maalesef gazetelerimizin sayısı da o oranda artmış ama kamuoyu oluşturma ve Halkın yanında yer alma konusunda çok gerideyiz…
Sadece bürokrasinin takip ettiği bir yerel basın ve sadece bürokrasiye hizmet eden bir basın mensubunun, istediği ekonomik seviyeye ulaşması da mümkün olamamıştır…
Bizler çoğu zaman birikmiş sorunlarımız için bir araya gelmeyi başarmış olsak ve birçok dernek kurmuş olsak ta yine de sorunlarımıza ve özgür basına geçişlerde yeterli çalışmayı yapamadık…
Bu gün etkisiz ve korkak, yalaka ve sığıntı bir basın profili ile maalesef aç kabadayı gibi ortalıkta dolaşmaktayız.
Bu gün artık işin sonuna ve suyun bittiği yerde yani karaya çıkmış balık gibi çırpınıyoruz, kimsenin bizi kurtarıp bize nefes aldırmasını beklemeden, kendi sorunlarımıza sahip çıkmalıyız.
Hakim bürokrat ve siyasilerin, sadakasına ve himmetine değil, kendi bilgi beceri ve kabiliyetimiz ile özümüzden gelen halkçı geleneğimize dönmenin zamanı gelmiştir…
Biz kendi değerimizi bilmediğimiz ve mesleğimizin gücüne güvenmediğimiz sürece kimsenin bize el atmasını beklememeliyiz…
Bu basın bayramının tüm basın mensuplarının uyanıp silkelenmesine ve kendine gelmesine vesile olması dileği ile kutlu ve mutluluk getirmesini diliyorum. 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?