Ne Kuş gribi, ne kolera, ne AIDS, ne Kanser… Hiçbir bulaşıcı ve öldürücü hastalık, Milliyetçi ve Irkçı hastalık kadar ölümcül olamaz…
Hitler Almanya sından öncesine dayanan Milliyetçilik ve Irkçılık, tamamen Avrupa kökenli bir hastalıktır…
Fransız devrimi ile yaygınlaşan ulusların kaderini tayin hakkı olarak ortaya atılan hak ile birlikte, Ulus ve Halkların, Irk ve Milletlerin, hakimiyet ve toprak savaşları başlamıştır…
Almanya Hitler döneminde bunu en vahşi ve en barbar bir şekilde, Yahudilere karşı yaparken diğer Irk ve Milletlere karşıda en ideal Irk ve en köklü millet olma iddiası ile Dünya ya hakim olmaya çalıştı…
Bu hastalık ve virüs Batılı İnsanların gittiği her yerde yaygınlaşmaya başladı. Özellikle Asya ve Afrika ülkelerinde Köleciliğin üzerinde daha etkili olan bir politika ile uygulanmaya başlandı…
Artık Afrika dan Köle almaya veya onları Avrupa, Amerika pazarlarında satmaya gerek kalmadı, köleler bu Irkçılık ve Milliyetçiliğin oluşturduğu yangından kaçarak, kendi istekleri ve kendi çabaları ile bu kıtalara köle olarak çalışmak üzere gelmeye başladılar…
Bu gün savaşlar ve açlıklar, işsizlikler ve iç çatışmalar yüzünden, milyonlarca Afrika ve Asya kıtasından kaçan insanlar, yaşamak ve karınlarını doyurmak şartı ile Avrupalı ya köle olmaya razıdır…
Ama bu hastalığın bu gün Avrupa ve Amerika yı yemeye başladığına şahit oluyoruz… O aç ve o baldırı çıplak kölelerin çocukları bu gün bu fikir ve düşüncelere karşı durdukları gibi, bu fikirlerin anayurdunda, büyük savaşların habercisi olmaya başladılar…
Batı da özellikle İngiltere de Breksit denilen AB den çıkış projesi aslında yeniden milliyetçiliğe ve Irkçılığa dönüşün sonuçlarıdır…
Milli sanayi, milli üretim ve milli tüketim ile, milli ticaretin önünü açmak ve yerli iş gücüne yeni istihdam olanakları sağlamak için, AB nin dayattığı Globalleşme ve Dünya ya açılma, sanayinin en çok kar ettiği ülkelerde yerleşme…
Bu gibi gelişmeler Irkçılığı ve Milliyetçiliği öldürdüğü için, Avrupa daki Irkçılar birliğe ve globalleşmeye karşı çıkarak, milliyetçi iktidarları oluşturmaya çalışıyorlar…
Dikkat ederseniz, Fransa, Avusturya,, Hollanda… gibi ülkelerde milliyetçi oylar artmakta ve milliyetçi siyasetçilerin ağırlığı artmaktadır.
Avrupa nın merkezinde gelişen Irkçı eylemler ve terörist faaliyetlere şahit oluyoruz… Bununla bitmeyen bu ilerleme en son medeniyetin beşiği ve Dünya hakimi, demokrasi ve hukuk devleti olan bir devlette, çok şiddetli ve çok güçlü bir şekilde ortaya çıkmıştır…
Bu sonuç bize Dünya nın ne kadar geriye gittiğini, medeniyetin ne kadar yozlaştığını ve yeni ama aslında eski bir tehlike nin devam ettiğini gösteriyor…
Avrupa dan söküp attıkları Yahudilerin henüz kanı kurumadan ve onlara vaad ettikleri toprakları vermeden, dünya yı yeni bir Irkçılık çatışması içine sürükleyen Avrupa, aslında Yahudilerin kanının ve acılarının hesabını verecekler bu yüzyılda…
Aslında hem Müslümanları, hem de Yahudileri aldatan bu globalleşme ve demokratikleşme, sözde sistemlerinin altında yatan bu milliyetçilikleri yeniden hortlamıştır…
İslam dünyasına ve Yahudi dünyasına dayattıkları Evrensel kardeşlik! Sloganlarının altı boş olduğu ortaya çıkıyor…
Amerika nın Charlottesville kentinde çıkan Irkçı olaylara dikkat edecek olursak, maalesef bu ateşin ve bu virüsün henüz sönmediği ve ortadan kaldırılmadığına şahit oluyoruz.
Amerika nın Kuzey Güney savaşında kalan Irkçı zihniyet hala birçok eyalette tüm gücüyle sürmektedir.
Konfederasyon eyaletleri olan 11 eyalette hakim olan Irkçılık gizli olsa da güçlü bir şekilde sürüyor… Özellikle TRUMP gibi Irkçı ve Milliyetçi söylemlerle iş başına gelen siyasilerden destek bulan bu güçler, kendilerini daha rahat his ederek, ortalığa daha cesurca çıkmakta ve hakimiyetlerini his ettirmektedirler…
Bunun acılarını yüzyıllardır çeken bir bölgede yaşamakta yız, ve bu Irkçı, Milliyetçi siyaset yüzünden, bölgemize ve ülkemize barış ve güvenlik, kalkınma ve huzur gelmemektedir…
Bu tehlike bu gün kendi yaratıcıların, yaratılan topraklarına yeniden geri dönmektedir. Bu acı ve bu gözyaşlarına şimdi yeniden kendileri yüz yüze gelecekler! Hepimiz için çok kötü günler…
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
