İnsanoğlu bu dünya ya, İslam inancına göre sadece bir sınav ve bir imtihan yeri olarak gelmekte ve belli bir süre sonucu gerçek hesap, yerine gitmektedir.
Biz bu hesap yerine mahşer, Ahiret, öbür dünya ve sırat köprüsü adı verilen bir geçiş yeri, yani cennet ve cehennem…
Bu yüzden bu ölümlü ve bu çok kısa bir bekleme salonu olan Dünya dan kısa sürede göç edip gideceğimiz hesap yerine ve gerçek dünya ya…
Bu dünya da rahat uyumak ve öbür dünya ya rahat gitmek için, hesap verirken başımız dik ve onurlu durmamız için Allah ın koyduğu yasa ve kanunlara riayet etmemiz çok önelidir…
Bu kısa durak için bu durağın çeşitli aldatıcı süz ve değerleri için, İnsanlığımızdan ve İnsani değerlerimizden taviz vermeden gitmemiz gerekiyor.
Başkasının hak ve hukukuna, başkasının mal ve canına, başkasının değerlerine, namusuna ve ırzına saygılı olmak, onları kendi değerleri gibi korumak…
Birkaç kuruşluk, maddi çıkarlar için, birkaç dünya değeri için ve birkaç makam, mevki için, başkasının hakkına ve malına göz dikmek, onların hukukunu çiğnemek İslami ver İnsani değildir…
Allah ı tanımak ve onu yüceltmek, ona secde ederek onun için aç ve susuz kalmak, nasıl İslami görev ise, Kul hakkına saygılı olmak ve onların hukukunu sağlamak ta İslami görevdir.
Bu yüzden Allah Kul hakkını kendi hakkından önce korumak ve onun hesabını sormak için mahşer ve hesap günü, İnsanları huzuruna çağıracaktır…
İnsanların dönüş yeri olan Allah ın huzuruna, gönül rahatlığı ile çıkmak için öncelikle Allah ı tanımak ve saymak, sonra kul hakkına saygılı olmak gerekir…
Yaratılanı seveceksin Yaratandan dolayı, onun hakkına saygılı olacaksın, Allah ın karşısında mahcup olmamaktan dolayı…
Allah Kuran ı Kerimde açıkça ahiret ve ona dönüş olacağını ayetlerle açıklayarak, İnsanların hesap gününe hazırlıklı olmaları için uyarıda bulunmuştur.
Tabi akıl sahipleri ve vicdan sahipleri için: “ Dönüşünüz ancak Allah’adır. O her şeye hakkıyla gücü yetendir.”
Bu ayeti kerime ile Allah, şüphesi olan için, kesin bir dille açıklıyor ki, dönüşünüzde hiçbir şüphe olmasın, Allah ın gücü buna yeter ifadesi ile gücünden şüpheye düşülmemesini istiyor…
Madem döneceğimiz yer onu huzurudur, madem başka kaçacak yer yok o halde, onun emrettiği gibi, hak hukuka saygılı ve zulme karşı sessiz kalmayarak yer yüzünden adaletin hakim olmasına çalışalım…
Bu günün Hadisi şerifi ise: “Kıyamet günü yüce Allah: ‘Ey Ademoğlu, ben hasta oldum da sen beni ziyarete gelmedin der.’ Buna şaşıran İnsan’ Ey Rabim! Sen alemlerin rabbisin, seni nasıl ziyaret edebilirdim ki? Şeklinde cevap verir. Yüce Allah: Bilmiyor muydun ki falan kulum hasta oldu, sen onu ziyarete gitmedin. Ziyaret etseydin beni onun yanında bulacağını bilmiyor muydun? Der”
İşte öyle bir güzel dine mensubuz ki, hasta ziyaretleri ile bile Allah kendine ziyaret olarak, kabul ederek, sosyal dayanışma ve hasta haklarına saygıyı bile bu kadar açık bir dille peygamberi tarafından insanlara açıklıyor…
Öyle sosyal bir dine mensubuz ki bizler sadece Kuran ve Sünnet i uygulamak ile yeryüzünün en mutlu ve huzurlu toplumu olmaya yeteriz…
B u gün bu huzursuzluğumuz ve mutsuzluğumuzun kaynağında ise İslam adına gayri İslami bir yaşam tarzı benimsediğimizden olduğuna inanıyorum.
Günün Duasına gelince: “Allah ım Hidayetine sığındık, lütfuna geldik, kulluk edemedik affına geldik, mahcup etme bizi, boş çevirme kapından! Lütfu-u ihsanını eksik etme üzerimizden.”
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
