Son yıllarda en çok duyduğumuz iki kelime, hem de çok ünlü ve çok lider bir kişinin ağzından dökülüyor bu iki kelime…
Darbeye karşı savunma yerine, hücuma… Teröre karşı, savunma yerine hücuma… Şimdi de yükselen dolara karşı yeni bir taktik olarak belirlenen, dolar savaşında da savunma yerine hücum taktiği belirlenerek, halkı topyekun savaşa davet ediyor, başkanımız…
Tabi diğer savaşlarda, hücum sonucu kaybettiğimizin hesabını kimse yapmıyor veya yapma ihtiyacı duymuyor bile…
Başkomutan halkına emir veriyor ve savaş başlıyor, ama savunma yok, barış yok, durma yok, ölen Şehit, kalan ise gazi…
Yurt içinde Hendekler savaşında, uygulanan Hücum taktiğinde kaybettiğimiz yüzlerce Şehit ve bir o kadar gazi den bu gün hiç söz edilmiyor bile…
Daha sonra Teröre verdiğimiz kayıplarımız ve bu savaşta verdiğimiz maddi manevi değerlerin hesabını bugün yapan yok…
Şimdi ise sınırlarımız dışında, verdiğimiz canlar ve kaybettiğimiz, maddi değerler, silah, mermi, mühimmat… vs
İşte bu iki yıl içinde savunmadan hücuma geçmemizin bedeli, hazinedeki döviz rezervleri eridi, yatırımlar durdu ve dış sermaye dışarı kaçtı…
Şimdi halktan yeni bir hücum hareketi bekleniyor ve bu hücum için yeni emirler veriliyor, yeni stratejiler hazırlanıyor…
İşte bu konudaki yeni açıklamalar…
“SIKINTILARIMIZI SAVUNMADA KALARAK DEĞİL, HÜCUMA GEÇEREK AŞABİLİRİZ
"Türkiye ekonomisinin derinliğinin olmadığı bir dönemde bu saldırılar hedeflerine ulaşabilirdi. Ama artık şunu herkesin bilmesi lazım eski Türkiye yok. Ekonominin hacmi çapı büyüdü.
Ekonomideki durgun görüntüyü kesinlikle hak etmiyoruz. Ortada üstesinden gelinemeyecek bir sorun yoktur. Ekonomideki sıkıntılarımızı da savunmada kalarak değil, hücuma geçerek aşabiliriz. Ekonomi insandır, insana dair her şeydir. Hamdolsun insanımız dimdik ayaktayız.”
Şimdi işi, gücü, sermayesi, bilgisi olmayan bu insanlara bu sorumluluğu yüklemek, vicdansızlık olmaz mı?
Diğer sorumluluklarda olduğu gibi, yine en büyük bedeli insanımız ödeyecek, ağır bir ekonomik kriz içinde, canı çıkanın canı gidecek, kalan ise sıkıntı içinde yaşamaya mahkum olacak…
“EKONOMİNİN ÇARKLARINI HIZLANDIRMALIYIZ
Yatırımlarımızı, istihdamımızı artırmak için ne gerekiyorsa yapıp ekonominin çarklarını hızlandırmalıyız. Milletimiz ve devletimiz bu zor günlerde yanımızda olan hiç kimseyi unutmayacaktır. Küresel vatandaşlık anlayışıyla burayı merkez alarak burada toparlayalım. İhracat ve turizmde çok büyük bir atılımı hayata geçirmeliyiz.”
Ekonominin çarkını hızlandıracak, ekonomik güç ve yatırım yapacak güvenli bir ortam bulamayan fedakar insanımız nasıl, yatırım yapacak, yabancı turist kime güvenerek sahillerimize koşacak, ekonomi nasıl Şaha kalkacak?
İşte bu belirsizlik ve bu sorular içinde yine insanımız yine özveride bulunacak, ama bir sonuç alabilecek mi? Buna inanmıyorum…
Çünkü bu bozulmanın sorumluluğunu üstüne almayan ve her krizde olduğu gibi, sorumluluğu FETÖ, PKK, BM ve AB ye yükleyen siyasi iradeye ne versen sonuç alamazsın!
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
