Ben her zaman İlahi adalete inanan ve Allah ın adaletine güvenen biriyim, bu yüzden bana ve aileme yapılanları Allah a havale eder ve sineme çekerim…
Sekiz yıldan beri, gerek şahsi uyarılarım ve gerek se gazetemizde yaptığımız haber ve yorumlarla, batman Üniversitesindeki yolsuzluk ve usulsüzlükleri, hırsızlık ve talanları yazıyor, kamuoyu ile paylaşmaya çalışıyordu.
Bir çok meslektaşımız ise bu kurumdan ve onun başındaki, rektöründen çok küçük menfaatler karşılığı bizi yalanlamak ve onu överek bizim haberlerimizin etkisini düşürmeye çalışıyorlardı.
Üsteli bu yaptığımız kamuoyu görevi ile çok sıkıntılar çektik ve çok cezalara maruz kaldık. Sırtını FETÖ yargısına ve onun avukatlarına yaslayan, onlara güvenen Uluçam, her doğru haberimize eften Püften tekzipler göndererek, bizi yalanlamaya çalışmıştı.
Bu tekzipleri yayınlamadığımız için, yandaş hakim ve savcılarla, mahkeme kararları çıkartarak, bizlere hapis ve para cezaları göndererek, bizi maddi yönden zayıflatmaya ve bizleri hapis cezaları ile baskı altında tutmaya çalıştı…
Dağıttığı kadrolar ve savurduğu paralarla kendine, tam bir ekip oluşturan Uluçam, gücünü ulaşılmaz, bileğini bükülmez sanıyordu…
Hatta asliye cezada görülen bir davada, gazete sahibi oğluma hakaret cezası veren hakim ve savcılar bununla yetinmemiş hiç ilgisi olmayan bir suçu sabıkasına işleyerek, kendisinin ilerde devlet memuru olma hakkını yasadışı olarak almaya çalıştılar…
Bize bu yapılırken, üniversite içindeki muhalif sesleri kesmek için, bazı devlet yanlısı memurları zorla emekliliğe sevk ederek, haklarında düzmece raporlar ve mektuplar düzenlemiş ve onları emekli etmişlerdi.
Bu arada, FETÖ yapılanması için kapıları sonuna kadar açan ve o örgüte bağlı Avukatlar ile davadan dava koşan aleyhinde olan herkesi adliye yolu ile susturmaya çalışan Uluçam, artık kuyruğu kaptırmışa benziyor…
Ben kendisinin bir yolsuzluğu sırasında yazdığı bir yazıda, bu kadar özgüven ve bu cesareti göstermesine şaşmış bu kadar aptalca bir işi yaptığı için kendisine üzülmüştüm.
Ben hem devleti iyi tanırım, hem de Allah ın adaletini bilirim, Devlet sabırlı ve her şeyi ile kayıtlı çalışır, yolsuzluk ve hukuksuzluk olduğunda, kayıtlarını alır saklar zamanı geldiğinde ise hesabı sorar…
Allah ın Adaleti ise çok farklıdır, sabırlı ve hesaplı olan Allah önce kulunun eline fırsatlar verir onu dener, Kul adil ve hukuka uyarsa ona sevap yazar, ama azıtır ve zorbalığa başlarsa, onu çok kötü bir anda yakalar ve onun tüm hesaplarını en ince noktasına kadar sorar…
Onu iki cihanda rezil eder ve onu doğduğuna pişman eder, hatta ailesi ve çoluk çocuğuna kadar ondan bu hesabı sorar…
Ben yedi yıl önce inanan bir olarak ve devletini tanıyan bir olarak ona hitaben şunu yazmıştım; Sen ve oğlun Batman dan eli kelepçeli ayrılacaksınız bunu ben göreceğim diye bir tahminde bulunmuştum…
Çünkü Devletin güçlü olduğunu ve olaylara hakim olduğunu bilir ve herkese söyleyen biriydim!...
Kimse devletin içindeki makam ve mevkiine güvenerek, etrafındaki, adam ve gücüne güvenerek, devletin malını ve nüfusunu kötüye kullanmaya kalkmasın, kimse devletin malını çöplük, makamını tarlası sanmasın, gün gelir devlet onun yakasına yapışır ve Hasankeyf kalesinden eli kelepçeli, olarak getirerek, karanlık hücrede onu sorgulamaya başlar…
En önemlisi ise Kul hakkıdır, bu hakları kısa sürede iade edilmesi için itiraflarda bulunmasını bekliyorum, en azından kabir azabından kurtulmak için bunu yapar ve itiraflarda bulunursa belki Allah onu af eder…
Ama kullar asla!...
