Dünya Mülteciler günü, bu yıl pek fazla üzerinden durulmayan bir gün olarak sıradan, bir gün olarak geçiştirildi, hiç dikkat edilmesi…
Oysa Dünya bu gün en büyük krizini Mülteci ve Mültecilik ile yaşamaktadır. Aslında Mültecilik Dünya nın gelişmesi ve medeniyetlerin etkileşimi için çok önemli bir olaydır…
İranlı Sosyolog Ali Şeriati Medeniyet ve modernizm adlı kitabında, medeniyetleri oluşmasında ve gelişmesinde, yer değiştirmesinde gölerin ve sığınmacıların rollerinin çok büyük olduğunu vurgulamaktadır.
İslam tarihinde Göç, Muhacirlik ve Sığınmacılık konusunda çok önemli tarihi olaylar yaşanmaktadır…
Örneğin İslam Dini nin yayılması ve gelişmesi için Müslümanların güvenli bir şekilde yaşayarak, inançlarını yaşaması için, Peygamber efendimiz, ilk Müslümanlara göç etme önerisinde bulunmuştur.
İlk Müslüman sığınmacılar olarak bilinen, İslam tarihinde çok büyük rolleri olan Habeşistan diyarına ve Habeşistan kralı Necaşiye sığınan Müslümanların önemli tebliğ mücadelelerinden söz edilir…
Bunlar o tarihte adil ve hukuka saygılı İnançlara önem veren ama Hıristiyan olan Krala sığınarak, özgürce Dinlerini yaşamış ve tebliğ etme fırsatı bulmuşlar…
Daha sonra İslam tarihinde daha sonra Şehir devletine dönüşecek olan ve adına Hicret denilen şehirden şehre sığınmacılık hadisesi ile İslam tarihinin ilk mültecileri olarak, Muhacirleri işaret etmektedir…
Bu Sığınma ve Hicret olayına daha sonra peygamber efendimiz katılarak orada özgür ve korkusuz bir yaşam, aynı zamanda siyasi ve ekonomik bir yapılanma ile sosyal faaliyetlerini gerçekleştirmişlerdir.
Bu gün ki Amerikan medeniyetini kuranlar da Avrupa dan kaçan bir çok suçlu ve suçsuz, aç ve maceracı sığınmacının oluşturduğu büyük göçler sonucu meydana geldiğini biliyoruz.
Avrupa da oluşan büyük medeniyetlerin kökeninde büyük göçlerin olduğunu tarih kitapları yazmaktadır…
Bu gün ki göçlerin kökeninde her ne kadar geçmişteki gibi bir etkileşim beklenmiyorsa da bu gün Dünya bu büyük göç dalgasından çok korkmakta ve önlemler alınmaktadır…
Ben bu çağda ülkesinden, toprağından, medeniyetinden kopartılan bu İnsanların, bir çağı kapatıp bir çağı açacak kadar etkili bir kültür ve medeniyet değişimi yapacaklarına inanmıyorum.
Çünkü bu çağda sığınmacı olarak göç etmek zorunda kalan Mültecilerin tamamı yerinde ve yurdunda asimile olmuş, batı eğitimi ve kültürü almış, kafası boş ve midesi boş İnsanlardan oluşmaktadır…
Bunların bu günkü vahşi Batı medeniyetini etkileyecek, çok köklü bir medeniyet, bilgi ve deneyime sahip olduklarına inanmıyorum…
Avrupa ve diğer Emperyalist ülkelere etki edecek bir kültürel yapılarının olduğuna inanmıyorum, zaten Avrupalı kendi okul ve üniversitelerinde yetiştirdikleri yetişmiş beyinleri alırken…
Diğer tarafta beyin dışında kas gücüne duyduğu ihtiyacını aynı şekilde, kas gücü gelişmiş ve tüm zorlukları engelleri ve sıkıntıları aşarak, Avrupa ya ulaşabilme şansını yakalamış Mülteciler arasından seçerek almaktadır.
Bunlar deryalarda, boğulmaktan kurtulmuş, sıcak ve soğuğa karşı dirençli, hastalığı olmayan ve gücü yerinde olanı, tarlalarında, fabrika ve inşaatlarında çalıştırmak üzere sınırlı sayıda almaktadırlar…
Geri kalanları ise sınırlarda, kamplarda, orda burada ya geri gönderilmeye veya ölüme terk edilmektedirler…
Bu aç ve boş insanların sığınmacı ve göçmen olarak bu günkü dünya düzenini değiştirebileceklerine inanmıyorum, bu yüzden Avrupa lının bu endişeyi taşıyarak, Milliyetçi duygularının kabarmasına ve Milliyetçi siyasetçilere yönelmesine hiç anlam veremiyorum.
