İnsanoğlu Dünya da yaşarken çeşitli güç odaklarına veya çeşitli güçlü kişilere güvenerek, Dünya sını ona göre yönlendirmektedir…
Kimisi güçlü bir aşiret reisi, kimisi güçlü bir siyasi parti lideri, kimisi güçlü bir tarikat Şeyh i veya güçlü bir sermaye ye güvenerek, ona göre yaşam kalitesini belirlemektedir.
Oysa Allah, hesap günü hiçbir güç ve kuvvet ile, hiçbir ricacının ricasını kabul etmeden sadece kendi hesabını kendisi soracaktır.
Bu hesap günü ile ilgili Allah Kuran ı Kerimde şöyle bir ayetle açıklık getiriyor, hesap gününe ve yardıma dair.
“ O gün kimse kimseye hiçbir fayda sağlamayacaktır. O gün buyruk yalnız Allah ın dır.”
Yani o gün, mahşer günü güvendiğiniz ve inandığınız Allah dışındaki tüm güçler size hiçbir fayda sağlamayacaktır…
Şefaat ve af, uygulama ve ödül ile ceza, hepsinin tek sahibi olan Allah a ait olacaktır. Allah emredecek ve onun emri ile her şey yerine getirilecektir…
İki dünya ya işaret ediyor Allah ne Dünya da güvendiğiniz kimseniz olacak, ne de Ahiret denilen ebedi dünya da, emir ve uygulama, hüküm ve karar sahibi Allah, her iki dünya nın sahibi ve hükümdarıdır…
Biz Kuran ı okuyup onu dinleyip, onu tatbik ettikçe Allah ın büyüklüğünü ve kulların acizliğini daha iyi anlıyor ve daha iyi tek güce yönelebiliyoruz.
Bu yüzden Kuran ı iyi okumak ve anlamak lazım, bu yüzden Kuran ayetlerini anladığımız dilde okumak ve hayatımızda tatbik etmemiz gerekiyor…
Kuran akıl sahipleri ve onu anlayanlar için çok büyük bir güç ve aydınlatıcı bir meşaledir. Ama onu sadece Kutsal bir kitap ve hürmet edilecek bir eser olarak, saygı göstererek, içini açmaya bile cesaret etmeyenler için hiçbir faydası olmayan bir cevherdir…
Bizler hem dünya da başarılı olmak, hem de ahirette gerçek hesap sahibine hesap verebilmek için, mutlaka Allah ı ve onun kelamını okuyarak iyi anlamamız gerekiyor…
Şimdi de günün Hadisine bir göz atalım: “Kim helal lokma yer ve Sünnet çerçevesinde amel eder, İnsanlarda onun kötülüklerinden emin olursa o kişi cennete gider.”
İşte bize cennetin yegane anahtarı olan çok anlamlı bir hadis, ne demişti Hazreti Ali, Mümin Elinden, belinden ve dilinden zarar gelmeyen kişidir…
Yani biz elimizle insanları incitir, onlara eziyet edere ve tacizde bulunarak, onların kanına girecek kadar gaddar olursak…
Belinden yani cinsel yolla veya diğer yollarla insanların namusu ve ailesinin fertlerinden birine, cinsel zarar verirsek, cinsel taciz uygularsak, diğer organlarımızla…
Son olarak Dil denilen organımızla, İnsanların dedikodusuna yapmak, onlara iftira etmek ve suizanda bulunmak gibi laf atmalar ve tacizlerde bulunmak…
İşte bu üç özellik İnsanların yani iman etmiş müminlerin hem helal lokma yemelerine neden olacak, hem de onun sünnet çerçevesinde hareket etmesine neden olacaktır…
Zaten Sünnet te Kuran da mükemmel İnsan yaratmak için, gönderilmiş mükemmel birbirini tamamlayan ilahi kanunlardır…
Bizler bu üç özelliği taşıdıkça kimsenin bizim hakkımızda şüpheye düşmesine ve bizimde kendimizden şüphede olmamıza gerek kalmaz, hesap günü başı dik olarak Allah huzuruna çıkacağımızdan şüphemiz olmasın…
Son olarak günün duası ile kapatalım: “ Allah ım! Muhammed Aleyhisselamın havzından öyle bir kandır ki bir daha ebediyen susuzluk çekmeyeyim.”
