USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Parayla Saadet Olmaz…

07-12-2016

AKP yönetimi 15 yıldan beri, Türkiye de enflasyonu düşürmek ve piyasada ekonomik istikrar sağlamak için, para politikası ve kamu maliyesi ni kullanarak, iki enstrümanla işi götürüyor…
Oysa ekonominin sağlıklı ve güvenilir bir şekilde, sağlam temeller ve gelecek vad eden vizyon üstlenmesi için, mutlaka daha güçlü ekonomik temellere dayandırılması gerekir.
Bir ülkenin ekonomisi para çevirerek, parayla oynayarak, muhasebe hileleri yaparak, yönetilmesi uzun sürebilir ama devam etmesi çok zor olur…
Parayı kısarak Enflasyonu düşürmek, paranın musluğun u açarak, piyasaya istikrar getirmeye çalışmak, kamu maliyesini disipline ederek onun kredisini arttırmak ve sürekli istatistikleri güncelleyerek, kalemler arasında, denge oluşturmaya çalışmak…
Şimdi den değil uzun süre önce içine düşülen ekonomik ve mali krizin bu son günlerde etkisinin görülmesi, piyasayı olduğu gibi devlet mali sistemini de zora koymaktadır.
İktidarın maliye uzmanları ve siyasi karar vericiler, ekonomiden ve onun gidişatından, yapılanmasından haberdar olmayan cumhurbaşkanını yanıltıcı bilgiler vererek, onun, para politikası ile siyaset yapmasına neden olmaktadırlar…
Faizin indirilmesinde ısrar eden ve dövizleri TL ye çevirin çağrısında bulunan cumhurbaşkanı, ekonominin gerçek yapısından habersiz olduğunun göstergesidir. 
Oysa para politikası için denizin bittiği ve karanın göründüğü noktaya gelindiğinden, siyasilerin haberi yok, bu yüzden hala para ve kamu maliyesi üzerinden politika üretiliyor…
Bütçeyi denkleştirmek ve mali disiplinle, reel ekonominin düzelmesi ve gelişmesi mümkün değildir…
Reel ekonomi tam olarak tıkır, tıkır çalışıyorsa, üretim, imalat, ARGE istenen sevideyse, teknoloji ve onun gelişmesi için firmalar ve şirketler sürekli üretiyor ve ürettiğini hak edilen ücret ve fiyatla satabiliyorsa, işte o zaman para politikası ve kamu maliyesi önem taşır…
Şayet sanayi ve teknolojiyi, yemek ve giyimi, araç ve makinayı dışardan ve dış paralarla temin ediyorsak, sürekli dış ürünlerle, onların savurgan bir tüketiciysek, bizler gerçekten, geleceğini satan bir ülkeyiz…
Bizi ne TL ye dönüş kurtarır, ne de kamu maliyesinin istikrarı, bizi ancak krizler ve yeniden toparlanmalarla, tepe takla bir sonuç kurtarır…
Ben cep telefonunu, ben otomobili, ben ayakkabı ve giysimi, döviz ile alıyor ve bunlara bağımlı isem, ben bu ihtiyaçlarımın yanı sıra, temel gıda maddelerini bile dışardan alıyorsam, faiz düşse ne olur, dövizi TL ye çevirsem ne yazar…
Sonucunda, malı satan dışa pazarlar, dövize çevirirken, gerçek değerine göre bir hesap yaparak, benden TL tahsil edecek ve hatta kur farkından biraz daha kar ekleyecektir… 
Batılı sanayici ve elektronik piyasası bir cep telefonunu yine 300 dolara satacak, bir otomobili yine 20 000 Dolara satacaktır, senin ne kadar TL bozup o malı satın aldığın onu ilgilendirmez…
Bu yüzden bize dolarınızı satın diyenler, bizi TL ile Hacca götüren Diyanet, bizden aldığı hac ve ımre paralarını, Doları 3,600 olarak sabitleyerek, 2017 yılındaki, Doların tahmini kuru üzerinden tahsilat yapıyorlar!
Diyanetin bile bu üçkağıt a alet olarak kağıtlarla halkı aldatmasına hiç akıl erdiremiyorum, çünkü en açık, en dürüst ve en samimi kurum olması gereken bir kurumun halkı ekonomik olarak aldatması, toplumsal güveni zedeler niteliktedir…
Adam tövbe etmiş, faiz, hile, oyun ve aldatmacadan uzaklaşmak için Allah ın evine giderken, dini bir kurumun para oyununa alet olduğunu fark edince, Din, İman, inanç, güven adına bir şey kalır mı?           
Sonuç olarak, üretmeyen ve teknoloji de ilerleyemeyen dışa bağımlı tüketici ülkeler ve uluslar, para politikası ve mali disiplinle, istikrara sağlamaları söz konusu değil…
Krizler ve hatta daha da derinleşen krizleri, Döviz yükselmesi ve daha da yükseğini, mali istikrasızlık ve daha da karışığını bu tür ekonomilerde beklemek lazım… Popülizm ve iteleme ile bu gemi yürümez…

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?