USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

SENİN İSMAİL'İN KİM ?

07-07-2022

Hz İbrahim, oğlu Hz İsmail’in boğazına bıçağı dayadığında  o söz işitilmişti: Ey İbrahim! Rüyanın hükmünü yerine getirdin! Şüphesiz biz, iyi ve yararlı işleri en güzel şekilde yapanları böyle mükâfatlandırırız.” (Saffat/105)

Hz İbrahim'in oğlu Hz İsmail ile imtihanı tam bir teslimiyet, samimiyet ve takva örneğidir. Öyle bir takvadır ki ihlas ile yoğrulmuş kalp düşünceleri eyleme geçirince insanın nefsi ile mücadelesi nasılda kolaylaşıyor. Bir baba en değerli varlığıyla imtihan olurken hiç bir şek ve tereddüte takılmadan Allah'ın emrine amade oluyor,  aynı teslimiyet ve tevekkül içindeki oğul da  Babasına : "Babacığım! Ne ile emrolundunsa o işi yap. Beni inşallah sabreden bir insan olarak bulacaksın." diyebiliyor. İnsanın Allah nezdindeki her değerleme oranında olduğu gibi bu hadisede de yüce Allah eylemin fiiliyatına değil niyetine bakmıştı. Nitekim; Allah'u tealanın Hz İbrahimden istediği Hz İsmail'in başı olmadığı gibi sonrasından günümüze kadar gelen ve  müslümanlar için kesilmesi emredilen kurbanların da ne etleri ne de kanları Allah’a ulaşır. Ayeti kerimede de belirtildiği gibi  ” Allah’a ulaşan O’na karşı olan takvanızdır” (Hac 22/27) Buradaki eylemi üreten bilinç ve o bilincin altında yatan duygu düşünce ve niyetler önemlidir.

Binaenaleyh ; ibadetler takvaya ermek için bir yol olsa da kirlerden arındırmıyorsa, vicdanları yumuşatmıyorsa, insani hislerimizde şefkat ve merhamet duygularını geliştirip olgunlaştırmıyorsa, ihlas ve samimiyetten uzaksa hangi ibadet olursa olsun amacına ulaşmamış sayılır. Söz ile öğüt verenlerin çok hal ile öğüt verenlerin neredeyse kalmadığı bir dünyada, çürümüşlüğün kokuşmuşluğun zirve yaptığı, her şeyin anlam ve değerini yitirdiği bir zamanda ibadetlerimiz adetlere dönüşünce ne yazık ki eylemlerimiz de riya ve gösterişe hizmet etmeye başladı. Şaşırdık yolumuzu, kaybettik özümüzü. Haramların içinde yüzerken Allah'a bağlılığı sadece namazda görünce anlayamadık namazdaki manayı. Gıybeti, yalanı, adam kayırmayı kesmeden kurban kesmeye kalkınca anlayamadık Hz İbrahim ile İsmail'in davasını. Bir fakirin gönlüne dokunmadan cüzdan şövalyeliği yapıyor, hak hukuk dağıtmaya gelince fetvalarımızı cebimizde taşıyoruz. Hacıyı hocayı eleştirmek hiçbir zaman haddim değildir ancak teheccüd secdelerinin bile tesir etmediği, hakka götürmediği taş kalpli ilim irfan ehli insanlar görüyor ve üzülüyoruz. Hamaset köpürtülerinde propaganda amaçlı fedakârlıklar sergileyerek körelmiş vicdanlarımızı ikna edebiliyoruz. Dini esasları yaşamadan yaşadığımız hayatı din zannediyoruz. Geri kalmış insanlığımız ve ahlâkımız ile ileri düzeyde uygar dindarlıklar taslamaya çalışıyoruz. İbrahim'i düşünce ve İsmail'i teslimiyetin ötesinde, maddiyat putlarının eteklerinde heva ve heveslerin uğruna; dostluk akrabalık ve insanlık gibi manevi değerlerimizi hemen her gün KURBAN ediyoruz... 

Hülasa kurbanlarımız çok ancak sunduğumuz ve istemeden de olsa kurban ettiklerimiz Allah nezdinde değer görmeyen emtialardır.

 Peki Allah'a sunacağımız Kurban'larımızın değer kazanması ve kurbanlarımızın KURBAN olması için ne yapmalıyız ?

Ali ŞERİATİ "Hac" isimli kitabında bize bu mevzuyu harikulade bir ustalıkla şöyle anlatıyor:

" SENİN İSMAİL'İN KİM VEYA NE?

Mevkiin mi? Şerefin mi? Mesleğin mi? Paran mı? Evin mi? Çiftliğin mi? Araban mı? Aşkın mı? Bilgin mi? Sosyal sınıfın mı? Sanatın mı? Elbisen mi? Hayatın mı? Gençliğin mi? Güzelliğin mi? Hangisi? Ben bilemem. Fakat sen kendini bilirsin. Sana hangisini olduğunu söyleyemem, ama yardımcı olmak için bazı ipuçları verebilirim; inancını ne zayıflatıyorsa, sorumluluk kabul etmekten ne geri çeviriyorsa, çağrıyı duymana ne ve gerçeği itiraf etmene ne engel oluyorsa, "kaçma"ya ne zorluyorsa, rahatın için bahaneler bulmana ne yol açıyorsa, seni kör ve sağır ediyorsa... işte odur kurban edeceğin! İbrahimsin! ve İsmail'i zaafın seni İblis'in oyuncağı haline getirebilir. Hayatında şeref, saygınlık, iftihar ve faziletin doruklarında bir tek şey vardır ki onu elde etmek için zirveden inebilir onu kaybetmemek için bütün İbrahim'i kazanımlarını yitirebilirsin: O İsmail'indir. İsmail'inin bir şahıs veya başka bir şey olması mümkündür; bir durum bir konum, bir zaaf noktası olması imkan dahilindedir Ey Hakk'a teslim olan, Allah'ın kulu! Hakikatin senden istediği şey, işte budur. Budur imanın daveti, risaletin mesajı. Bu senin sorumluluğundur, Ey sorumlu insan! Ey İsmail'in babası! İsmail'ini öldür! Kendi ellerinle kurban et!"  Diyor Ali ŞERİATİ...

Bu sözlerin üzerine daha fazla bir şey söylemek ve yazmak yersiz ve gereksiz olur nitekim anlayana bilene bulana nasiplenene sivrisinek saz, anlamak istemeyene de davul zurna az olur.

Kibir ve gururun benliğimizi sardığı sevgi ve tevazunun yok olduğu dünyamızda İSMAİL'llerimizi görebilmek bulabilmek dileğiyle Selam ve dua ile KURBAN BAYRAMINIZI TEBRİK EDER, Dualarınızın içinde yer almayı temenni ediyorum...

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?