İktidar partisi ve hükümetimiz son yıllarda, tıpkı Osmanlı İmparatorluğunun lale devri ve ANAP iktidarının çöküş devri gibi, tam ustalık çağında çok yanlışlar yapmaya başladı!
Çok değil birkaç yıl önce usta siyasetçi olduğunu ve ustalık döneminde daha, yararlı hizmetler edeceğini söylemişti Cumhurbaşkanımız…
Evet ustalık döneminde de iktidarda, hem de devlet olmuş, devletin tüm kurumlarına hakim olmuş vaziyette…
Bundan daha ötesinin olmadığı bu makamda, acemilik döneminden daha fazla hata ve yanlışlar yapması onu sevenleri çileden çıkarıyor…
Öyle bir hal aldı ki son yapılan sert çıkışların ardından yaptığı yumuşak inişler, hükümete ve siyasete olan güveni gittikçe düşürüyor…
Bu özellikle İsrail ile mavi Marmara gemisi olayından bu yana süreklilik arz edecek şekilde sürmekte ve her defasında, ya aldatıldığını veya yanlış yaptığını itiraf ederek, çark etmesine neden oluyor…
Rus uçağının düşürülmesinde, gösterilen kahramanlıklar ve cesaretlerin ardından, yaptığı yumuşak ve alttan almalı sözlerle, indiği yeri hepimiz çok iyi biliyoruz…
Öyle bir hale geldik ki, Rus Nataşalarını ve onların bıraktığı zenginlikleri arkamıza attık, koskoca iki cumhurbaşkanının bir araya geliş sebebi, Domates krizine yoğunlaşmak zorunda bırakılmış…
Alman başbakanı Markel e kafa tutması ve hatta tüm Avrupa liderlerini karşısına alarak, Avrupa Demokrasisi ve yasaları ile alay etmesinin ardından, son zamanlarda, masaya davet ederek, sorunları çözelim, gelin konuşalım yumuşak inişine kimse artık cevap vermiyor…
Yani Avrupa bir taraf, Asya öbür taraf, Amerika, her tara gibi tutum ve davranışları ile bu gün Suriye savaşının müsebbibi olduğunu unutup, yeni bir yumuşak iniş daha yaparak…
Diplomasi de teamüllerin dışına çıkarak, Doğu Perinçek gibi siyaset ve istihbarat, cambazını devreye sokarak, Beşar Esat ile görüşme çarelerini arıyor!
Son olarak gündeme ve günümüze dönecek olursak, Kürdistan Referandumunu krize çevirerek, yüksekten çıkış yapan, sayın başkan şimdilerde yaptığı konuşmaları ile aklı selim ve işin doğal olanı ile yeniden, yumuşak inişli açıklamalara dönüş yaptığına şahit oluyoruz…
Yalnız bu kadar yetinmedi, Pazar günü, meclis açılışında ise MTV de yüzde kırk vergi artışını fazla bularak, aklı başında olmayan ekonomi bakanı ve maliye bakanına da yumuşak iniş yaptırdı.
Ekonomiden sorumlu Başbakan yardımcısı Mehmet Şimşek ise herkesin gözünün ortasına bakarak öyle bir sert imiş yaptı ki, nerdeyse kıçının kemikleri kırılacaktı, “ hatayı fark ettik” açıklaması ile…
MTV artışının eski araçlara değil, 2018 yılında alınacak araçlara, uygulanacağını açıkladı, buda yanlış ve buda eksik ama alelacele yapılmış bir açıklama olduğu açık…
Bu açıklamalar ve bu uygulamalar, bu sözler ve bu geriye dönüşler, bu plansız ve programsız, başsız ve kuyruksuz icraatlerin tamamı, sıkıntılı bir idari yapıdan ve siyasi boşluktan kaynaklanıyor…
Her ne kadar Cumhurbaşkanımız, ben alışılmış ve gelenekselleşmiş Cumhurbaşkanı profili sergilemeyeceğim, ben siyasetten kopmayacağım, ben partimin başındayım derse de, maalesef büyük bir boşluk.
Başbakan bir yanlış yapıyor, bakanlar bir yanlı, bürokratlar başka bir yanlış derken, bir başıboşluk ve bir sistemsizlik hakim oluyor.
Bu şekilde nereye kadar gidilecek ve ne olacak? Bunu tahmin etmek zor değildir, tamamen ANAP iktidarı ve onun başındaki Özal sonunun son yıllarını hatırlatıyor…
Bir sefer ipin ucu kaçırıldı mı, bir daha yakalamak çok zor devlet idaresinde ve siyasetinde…
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
