USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Siyaset ve İhanet…

18-04-2017

Bir ay içinde okuduğum ikinci roman ve gerçekten roman okumanın, zevkine yeniden kavuşmuş olduğum için, ruhen huzurluyum…
İskender pala nın, “Karun ve Anarşist” adlı romanını bitirirken, 12 Eylül darbesi, öncesi ve sonrası siyasi olaylar ve anarşik gelişmelerin toplum üzerindeki, etkisini görmek mümkün…
Bu romanı okurken, o yıllarda yani 80 li yıllarda, yaşanan anarşik olayların, bu gün ortaya çıkan sebep ve sonuçlarının, İskender pala nın kalaminden farklı bir değerlendirme ile ele alınması, olaylara farklı bir anlam katmaktadır…
Karun Lidya kıralı Aslan Kral olarak bilinmekte ve o dönemde altın işlemeciliği, altına şekil vererek onlara değer katan ustaların, eserlerinin biriktirildiği büyük hazinelere sahip…
Zenginlik, sanat eserleri ve ihtişamlı bir sarayda, kahinleri, büyücüleri ve düşünürleri ile vakit geçiren eğlenen Aslan Kral, bir gün sarayına gelen bir düşünürün ilginç ve anlamlı sözlerine değer vermeyişinin kurbanı olmuştur…
Bu ihtişam ve bu güç kuvvete rağmen Pers diyarından yetişen bir yabani Keyhüsrev e karşı duramamış ve tüm ihtişamını, servetini, hatta canını vermek zorunda kalmıştır Aslan Kral…
Lidya büyük aşkların, ihanetlerin ve aç gözlülüğün esiri olduğu için, Kayhüsrev in ordusuna mağlup olmuş ve bir medeniyetin yok olmasına neden olmuştur…
Bu tarihi olayı usta kalemi ile bir darbenin öncesi ve sonrası ile bağlantılı hale getirerek, tarihi tekerrüre bağlayan usta kalem İskender Pala…
Özellikle 12 Eylül sonrası Türkiye de sokaklarda süren anarşik olaylar, çeşitli siyasi örgütler ve bu örgütlerin, sokaklarda estirdiği terör ve anarşi…
“ Bir darbeye koşan Türkiye de polis sirenleri yeri göğü inletiyor, silah sesleri sloganlara karışıyordu. Günleri ve geceleri esir alan terör, sokak çatışmaları, soygunlar, cinayetler her şehirde, her sokaktaydı. Kültür ve Sanat kana bulanacaktı. Savrulan hayatlar, imkansız aşklar…” 
İskender Pala 12 eylül öncesi ortamı bu cümleler ile anlatmaya çalışıyor, bu sahnelerin içinden gelerek, tarih ile bir bağ oluşturuyor… 
O günleri yani 12 Eylül darbesi günlerini ve ondan önceki günleri yaşayan bir olarak, bende bu cümlelere katılıyor ve gerçekten, tarihin bir tekerrürden oluştuğuna şahit oluyorum…
O gün yaşananları çağlar öncesi tarihi olaylarla ile karşılaştıran İskender Pala, yakın tarihte yaşadıklarımızı ele alması halinde, yeniden tarihin tekerrür ettiğini güzel kalemi ile tasvir edebilirdi…
İşte size 15 Temmuz darbe girişimi ve öncesinde, bir yandan devleti ele geçirmeye çalışan bazı güçler, diğer taraftan, G. Doğu illerinin birçoğunda süren iç savaş, terör ve sokağa çıkma yasakları, hendekler ve bu hendeklerde yitirilen yaşamlar, hendeklere gömülen aşklar ve diğer duygular…
Bizim yaşadığımız en büyük terör olayları ve yaşana ihanetler ile tarihi aşan aşkların hikayesi, ardından yitirilen canlar ve yok ettiğimiz Demokrasi, Hukuk devleti…

“Karun ve Anarşist”  tarihin akışını belirleyen,  hırsları ve tarihi aşan aşkların romanı. Coğrafyamızda her on yılda bir tekerrür eden kaderinin romanı olan bu romanı mutlaka okuyup tarihten ders çıkarmak gerekir… 
Ben bu romanı okurken İskender pala gibi Lidya Kralı ile Keyhüsrev in hikayesini değil, 12 Eylül darbesinde yaşadıklarım ile 15 Temmuz darbesinde yaşadıklarımı bir kez daha karşılaştırma imkanı buldum.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?