Son günlerde bölge insanının en büyük gelir ve geçim kaynağı olan, Tütün ve Tütüncüler üzerine giden devlet güvenlik kaynaklarının bu çalışmasına bir anlam veremedim…
Bu alana dikkat çeken kişi veya kişiler, bölge insanının gelir kaynağının kesilmesi ve bölgenin ekonomik yönden zayıflaması için, kasıtlı ve planlı bir çalışma olduğunu tahmin ediyorum…
Kaçak sigarada olduğu gibi, kaçak Tütün kullanım ve satışı bölgenin özellik Kürtlerin en önemli geçim kaynağı olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz…
Bu bölgede iş sahibi olmak ve iş yeri açmanın ne anlama geldiğini, ne kadar zor olduğunu herkes çok iyi biliyor.
İnsanlarımız kayıt dışı ve bürokratik işlemlerden uzak işlere yönelerek, sıcak para ve kafalarının sarmadığı işlerden uzak durma prensibi ile çalışmaktalar…
Bu güne kadar kaçak sigarada, tutuklanan veya ceza yiyen kişilerle ilgili hiçbir örgüt bağlantısı bulunmamasına rağmen, bu tür propaganda ile bu kesimden geçimini yapanlar üzerine gidilince kimsenin acımaması için yapılan planlı bir bağ…
Çünkü devlet Tütün piyasasının zararını ve Tekel ürünlerinin rağbet görmemesini gerekçe gösterirse , vatandaş buna tepki gösterebilir…
Ama iş bölücü örgüt bağlantısına gelince, Vatanını seven, Milletine bağlı olan herkes, sokakta birkaç kuruş kazananın ağlaması ve sızlamasın aldırmaz, hakim ve savcılar, verdiği cezalarda, vatan aşkı ile cezayı keserken, vicdan yapmazlar!
İşte ben bu bağın bu yönü göz önüne alınarak yapıldığına inanıyorum ve amaç Tekel ürünlerine olan ilginin azalmasının önüne geçmek, vergi gelirlerinin arttırılmasını sağlamak olduğu açıkça ortada…
Ekonomik olarak geçim kapısı olan bu zararlı ürün, yani Tütün ve mamulleri devlet eli ile üretilip satıldığına göre, tek bir eksik kalıyor devletin rakibi olan bu sektörde çalışanlar, vergilerini vermeyerek haksız rekabet yaptıkları ortada…
Bu işin hukuki ve ekonomik önlemleri ise neyle olur, bu piyasayı kayıt altına alarak, vergi vermelerini sağlamak olmalıydı…
Yoksa her tütün satıcısını bölücü örgüt elemanı gibi göstererek, bunları vatan haini ilan etmek, hem devletin büyüklüğüne yakışmıyor, hem de onun adalet anlayışına…
Çünkü verilen haber ve açıklanan bilgiler içeriğine bakılınca bu güne kadar bu tütünün örgüt bağlantısını açıkça ortaya koyacak bir delil ve kanıt yok, ama vergi kaybı çok.
Bence bu tür basit ve küçük işlerle uğraşacağına devlet yetkilileri Bonzai gibi zararlı, öldürücü ve gittikçe yaygınlaşan ve hatta uluslararası mafya bağlantısı ile düşman ülkelerin sinsi planları içinde yer alan bu öldürücü maddeye karşı savaş açmaları gerekir.
Her gün sokaklarda iki büklüm, robot gibi duran ve hayatları sönen bu gençlerin acınacak hallerine güçlü ve basiretli devlet güçlerinin ciddi olarak eğilmesi gerekir…
Tütünle uğraşarak, büyük tehlikeyi göz ardı etmek, onu örgüt ile bağlantılı hale getirirken, Bonzai yi masumane bir alışkanlık gibi göstermek!
Güçlü ve tekili bir devletin sosyal devletin yapacağı bir iş olarak görmüyorum, Tütün kesinlikle örgüt veya siyasi bir gelir kaynağı değildir, çünkü bu yolla geçimini sağlayan ailelerin, kazançlarını değil örgüt, babaları ve kardeşleri ile bile paylaşmaları mümkün değildir.
Tütün Mutki, Muş, Hakkari, Lice… Kırsalında ekilip, yerel tezgahlarda işlenerek tezgahlara getirilir ve bu ürünün kaçak bir yönü yoktur.
Evet vergi yönünden açıkça bir ihlal vardır ve bu sektörün makul bir vergi ile vergilendirilmelerinden yanayım, ama tezgahlarının kapatılarak, tamamen iş olanaklarının ellerinden alınması, sosyal devlet ilkesinden uzak görüyorum.
Bu madde ile mücadelenin sonunda, binlerce işsiz ve çaresiz ailenin ortaya çıkmasına ve bunların Terör örgütlerinin pençesine düşmesine neden olacağı bir başka tehlike!
Devletin bunu göz ardı etmemesi gerekir, çünkü kaçak sigara ile mücadelede, aynı sonuçlarla karşı karşıya kaldığımız ortada…
“Bölücü örgütün kaçak açık tütün çarkı şöyle çalışıyor: PKK'nın temin ettiği tütün, evlerde kurulan makinelerle makarona (filtreli sigara sarma kağıdı) sardırılıp sigara haline getiriyor. 2015 yılında piyasaya arz edilen 8.7 milyar adet makaronun 6.3 milyarı, kayıtdışı yani PKK'nın kaçak tütünüyle dolduruldu. 2016 yılında ise piyasaya arz edilen makaron miktarı yaklaşık yüzde 210 artış göstererek, 19 milyar âdete fırladı. Yani PKK'nın kaçak tütünüyle sarılan makaron sayısı 13.7 milyara ulaştı. Bu, Türkiye'deki yasal sigara tüketimini yüzde 13'e denk geliyor ve PKK fiilen en büyük sigara satıcılarından biri haline geldi. Tespitlere göre, yasadışı sarmalık kıyılmış tütün kullanımı sonucunda 2016 yılında devletin toplam vergi kaybı5.2 milyar TL. Söz konusu rakam aynı yılda yasal sigara pazarından elde edilen 32.2 milyar TL'lik ÖTV vergi gelirlerinin yaklaşık yüzde 16'sına denk geliyor.”
Bu açıklama esas konun vergi olduğu ortada.
