2017 yılının ilk haftasına girerken, yılın güzel ve mutlu geçmesi için planlar ve programlar yapmalıyız.. Bu yılın geçen yılı aratmaması için bir yılın muhasebesini yapmak ve iyi bir değerlendirme yapmamız gerekir…
Yeni bir iş arayışına girmek, yeni işler için yeni çevre ve yeni deneyimler kazanmak için yeni bir eğitim ve yeni bir deneyim kazanmak gerekir…
Bunun için kendimize katkı sağlayacak yeniliklere açık bir eğitim, bilgi birikimimize, ufkumuzu geliştirecek, hayatımıza yeni bir renk katacak, iş hayatında…
Yeni yılda yeni çevre ve yeni dostlar yeni arkadaşlıklara açık olmalıyız, bu yönüyle yeniliklere ve hayatımıza katkı sağlayacak dostlukları oluşturmalıyız…
Bu güne kadar iyi gitmeyen her alanda yenilikler ve değişikliklere giderek, hayatı yaşanılır ve katlanılır hale getirmeliyiz…
Tek düze ve statükocu olmamak lazım, İnsan hayatı da tıpkı doğa olayları gibi, yenilenmeye ve değişikliğe ihtiyacı var…
Yaptıklarımızı karşımıza alırken, yapacaklarımız konusunda kararlı olmalıyız. Bu gün sokağa çıkarken, yeni mekanlara, yeni yüzlere ve yeni çevreye merhaba demeliyiz…
Geçen yıl yaptığımız yanlışlıkları ve yatıklarımızın olumsuzluklarını, iyi tahlil ederek, ona göre olumlu adımlar atmalıyız…
İnsanlara hoşgörü ve saygı ile bakmalı, tüm hataları ve bize göre yanlışları empati yaparak, yeniden değerlendirmeliyiz.
“Victor Hugo’nun Sefiller isimli eserinde söylediği çok güzel bir söz var. Diyor ki:“Yaşantımız, hayallerimizin ete kemiğe bürünmüş halidir.” İnsan ne düşünüyor ne hayal ediyorsa onu yaşıyor. Kimse bu hayattan istediği dışında bir şey almaz. Hayat herkese eşit mesafededir ve yine herkese sadece ve sadece istediğini verir. Önemli olan bu hayattan ne istediğini bilebilmektir. Dil ile istemek başka bir şeydir; kalp ile istemek başkadır. Dil ile söylenen uçup gider, kalp ile istenen ise hayat defterine yazılır. Doğru zaman geldiğinde ise hayatımıza dâhil edilir. Herkes istediği şeye kavuşmak için çalışır çabalar ve ya istediğini ya da ona yakın olanı elde eder. Bazılarımız ise sadece hayal kurmuş olmak için veya laf olsun diye ister. Aklına ne gelirse benim de olsun, onu da istiyorum, bunu da istiyorum mantığı ile hareket eder. Elbette her insanın bir kapasitesi vardır. 1 ton yük taşıma kapasitesi olan bir kamyonete siz 3 ton yük yüklerseniz yolda kalırsınız. O kamyonet o kadar çok yükü taşıyabilecek kapasiteye göre üretilmemiştir. Aynı kamyonette olduğu gibi insanda da bir kapasite vardır ve bu taşıma kapasitesi artmadan da hayattan istedikleri ve elde edebilecekleri sınırlı kalacaktır.
Hayallerimizin bize uygun olması gerekir. Başkalarının hayalleri ile yaşamak başka bir şeydir, kendi hayallerinin peşinde koşmak başkadır. İnsan istediklerini elde edebilmek için kendi üzerine uyan hayaller kurmalıdır. Mutlaka kurulan hayaller büyük olabilir. Burada şu soruyu sormak durumundayız: “Ben bu hayali gerçekleştirecek enerji ve mücadele gücüne sahip miyim?” Eğer cevap evet ise, kişi istediği hayalin peşinden sonuna kadar yılmadan gitmeli ve sonunda elde etmelidir. Birçoğumuz yola çıkarken enerjimizin ya da mücadele gücümüzün yeterli olacağını düşünüyoruz. Yolda rastladığımız zorluklar hevesimizi kırıyor ve hayallerimizin peşinden koşmayı bırakıyoruz. İnsan neyi, neden istediğini bilmek durumundadır. Eğer biz neyi, neden istediğimizi bilmez isek elde edeceklerimiz bizi mutlu etmeyecektir.”
Yukarda alıntı yaptığım makalede olduğu gibi, bizler yeni ve taze umut ve hayallerle, kendimizi her yıl yenileyerek, yeni umutlar ve hayaller peşinde 365 gün koşmalıyız, İnsanoğlu hayal edip, azimle hayalinin peşinde koştukça başaramadığı bir iş olmaz…
Yeni yılda yeni hayallerinizle tüm günleri taze canlı ve mutlu geçirmeniz dileği ile…
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
