USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

ANLAMADAN ANMAK!...

10-11-2019

Geçen hafta Peygamber efendimizin doğum yıldönümü ve Atatürk ün ise ölüm yıldönümü, iki büyük günü birlikte andık…
İslam alemi Peygamberinin doğum yıldönümünü, coşkulu ve heyecanlı geçti, okunan Mevlütler, yapılan dualar ve kılınan namazlar ile günün önemi vurgulandı…
Ancak bu günün anlamının tam olarak idrak edildiğine inanmıyorum, Peygamber efendimizin misyonu ve vizyonu ile ne mesaj verdiğini anlayan Müslümanların sayısının çok az olduğuna inanıyorum…
Sadece bir gelenek haline getirilen ve tıpkı diğer din mensuplarının, kutladığı gibi, kutsal değerler ve manevi duygular içinde bu gün geçiştirildi…
Oysa bu gün ile ilgili, güzel ahlak, İnsan sevgisi, dürüstlük ve samimiyet, güven ve itibar, haksızlığa karşı susmama ve devrimci ruh ile ilgili hiçbir çalışma ve vurgu yapılmadı…
Peygamber efendimizin aracılığı ile yeryüzüne İnsanlar okusun ve onu anlayarak, yaşatsın amacı güden Kuran, yani şefkat ve merhamet, aydınlanma ve uyanma kitabından, her gün uzaklaşan, sözde inanan kesimin içinde olduğu yaşam şekli…
Bu gün Peygamber efendimiz, yeniden yeryüzüne ve ümmeti içine gönderilse ilk önce onlardan başlar cihat etme ve ıslah etme çalışmalarına…
İnsanlıktan nasibini almamış, Müslümanlıktan uzaklaşmış ve sadece kişisel çıkarları uğruna tüm inancını feda etmiş bir toplum!
Şimdi gelelim 10 Kasım ve Atatürk haftasına; Bu cumhuriyeti kurarak, teslim ettiği, bu coğrafyanın insanlarına bıraktığı ilkeleri ile yücelen ve değer kazanan, Atatürkçülük, maalesef hiç düşünülmeden ve hiç bağlılığı kalmadan yapılan şekilcilik ile düzenlenen kutlamalar…
Atatürk öncelikle Laiklik ilkesi ile Din ve Devlet işlerini ayıran, Ortadoğu da yegane liderlerden biridir, bu gün onun sistemini elinde bulunduranlar, tam tersi bir uygulama içinde… 
Onun Halkçı ve cumhuriyetçilik ilkesini yok sayarak, saltanat peşinde koşan bir sistem yapısı ile onu tanımamazlıktan gelen bir yönetim şekli…
Onun Milliyetçilik ilkesi ile milletini seven onu kalkındıran ve onu müreffeh medeniyetler seviyesine çıkaran, düşünce ve inançtan yoksun, kuru ve içi boş bir milliyetçilik…
Atatürk beni sevmek demek, bu ulusu sevmek, onun kalkınıp gelişmesi için çalışıp, ona değer katan kişi demektir.
Oysa tembel uyuşuk, asalak ve kopyacı bir yaklaşımla, medeniyetin çok gerisinde kalan bir Atatürkçü kitleye sahip hale geldik.
Yurtta sulh, cihanda sulh şiarı ile barışı ve kalkınmayı emreden Atatürk ün cumhuriyetinde, içte ve dışta düşmanca ve ayırımcı bir politika ile savaş çığırtkanlığı yapan bir sistem olduk…
Peki, ey Müslümanlar ve ey Atatürkçüler ilkelerini ve öğretilerini, emirlerini ve sevdiklerini, yaşamlarını ve uyguladıklarını…
Hiç birinde benzemediğiniz ve taklit etmediğiniz bir Peygamberin ümmeti olarak, siz Peygamberin sizlerden şefaatçi olmasını nasıl beklersiniz…
Siz; ey Atatürkçüler ve Kemaliz mi savunanlar, onun bıraktığı mirasa ve ilkelerine uymayarak onu anmanızın ne anlam ve önemi vardır… 
Ne Siz Tam Müslüman, ne de siz tam Atatürkçüsünüz, iki tarafta, hem kendini hem alemi kandırmaktadır…

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?