USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

ATATÜRK GENÇLİĞİ ÖZGÜRLEŞMELİ…

18-05-2020

Bu gün 19 Mayıs Atatürk ü anma ve Gençlik spor bayramı, iktidar tüm bayramlarda olduğu gibi bu bayramı da anlamsızlaştırarak, içini boşaltarak, değersiz bir gün haline getirmeyi başarmıştır.

Evet Atatürk ün çıkarıldığı gençliğinin göz ardı edildiği, sporun tamamen unutulduğu bir 19 Mayıs bayram olarak kutlanmaya devam edilmektedir!

Tıpkı inancın temel kaynağı olan Kuran ı ortadan kaldırarak, İslam ve Dindarlığı yaşatmaya çalışma planları gibi, iyi ve doğru adına ne varsa ortadan kaldırılarak şekilcilikle yürütülen bir sistem!

Bu gün gençlerimiz, bastırılmış duyguları körelmiş inançları, kalmamış umutları ile tam bir koyun sürüsü haline getirilerek, işsiz ve güçsüz, niteliksiz ve anlamsız bir sürü olarak güdülmektedir!

Eğitimden ve gelişme ortamından uzak, öğretimleri yetersiz olduğu için niteliksiz ve rotasız olarak yetişen gençlik, Atatürk ün istikbalim dediği gençlikten çok uzak…

Bu yüzden ne onlar istikballerini görebiliyor, ne de biz onları istikbalimizin teminatı olarak görebiliyoruz, bunun sebebine ister iktidar deyin, ister sistem, ama hepimiz bu sonuçtan sorumluyuz…

Bu konu ile ilgili bir makaleyi sizlerle paylaşarak, gençliği Allah a emanet ediyorum…

“Egemen sınıf ve siyasetçileri açısından fırsat olarak görülen demografik tablonun gençliğe yansıması, bir bütün olarak ülkemiz gençliğinin değersizleşmesi olacak. Bu söylenenin kulak tırmaladığını kabul ediyorum, ancak kapitalizm için her şey gibi gençler de piyasanın bir parçasıdır; ve kapitalizmin yapısı gereği piyasada bol bulunan her şey değersizleşir. İçinden geçtiğimiz süreçte artık kalıcı bir nitelik kazanan, eğitimli potansiyel işgücü içindeki yüksek işsizlik oranlarını gösteren rakamlar, tezimizin ilk önemli sonuçlarından birisidir. Türkiye bu başlıkta dünya birinciliğini ele geçirdi! 

Kapitalizm yine doğası gereği planlı işleyebilecek bir düzen değildir. Bu nedenle bir dönem önce başka sorunlarını çözmek için geliştirdiği bir yöntemin bir dönem sonra başına ne kadar büyük belalar açacağını hesapla(ya)mamaktadır. Bunun en kolay görülebilecek örneklerinden birisi, büyük bir şaşa ile yürütülen “her kente üniversite” projesidir. Söz konusu projeyle amaçlananın gerçekten ülkemiz gençlerinin nitelikli ve mümkün olduğunca yüksek eğitim alması olmadığı açık. Öte taraftan milyonlarca insan, bir umut diyerek, iktidarın saçma sapan uygulaması sonucunda hayatta hiçbir karşılığı olmayan diplomalar alıyor. Ve maalesef gerçekle gecikmiş olarak yüzleşiyor. 

Ne Türkiye’de ne de başka bir kapitalist ülkede, gençlerin yıllarca verdikleri emek sonucunda haklı olarak talep ettikleri, iş ve yaşam standartlarını, güvenceli gelecek beklentisini çözecek alternatifler yaratılamamakta. Yapılabilecek tek şey rekabeti körüklemek ve oluşan rekabet ortamından olabildiğince kısa süre içerisinde maksimum verim almak,  maksimum kar elde etmektir. Arada, olan gençlere olacak ama varsın olsun, kapitalizm yoluna devam ettikçe her şey mübahtır. 

Bu tablonun toplamında gençler, önce ucuz ve yoğun sömürülebillir nitelikli bir işgücü anlamına gelecek, eş zamanlı olarak potansiyel bir tehdit olarak kabul edileceklerdir. Bir tehdit olarak görüldüğü ölçüde kontrol edilmesi gereken, bir adım ötesinde baskı altına alınması gereken bir toplumsal güç. 

Tablonun basit sonucu  gençler cephesinden bir karşı duruşun, bir tepkinin ortaya çıkmasını gerektiriyor, bunu yaşayarak göreceğiz. Kapitalizmin krizleri çözmek konusunda olmasa bile krizlerle birlikte yaşamak ve krizleri yönetebilmek konusunda bir gelişkinliğe sahip olduğuna işaret etmeliyiz. Ortaya çıkacak tepkilerin, örgütlü ve derli toplu bir karşı duruş olarak kendisini ifade edemediği koşullarda sermaye iktidarları tarafından farklı kanallara yönlendirilebileceğini akıldan çıkarmamak gerek. Kabul etmek gerekir ki, kapitalizm büyük “beceriksizlik”lerinin yanında, çağımızda kendi yarattığı sorunları kullanma konusunda özel bir beceri geliştirmiştir”

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?