USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

DEPREMLER, YERYÜZÜ VE İNSANA YÖNELİK

05-03-2020

Yaşlı dünyamız, her geçen gün eski bir binanın biraz daha oturması gibi, yerine oturup kabuğunu sıkılaştırdıkça, bu kabuğun üzerindeki İnsanlar ve yapılar sarsılmaktadır…

Dünya kabuğu ve içindeki boşluklar tıpkı insanların yeryüzündeki yapılarını andırıyor, bunlarda zamanla daha iyi oturmak veya daha esaslı yer tutmak için hareket halindedir.

Bazı inançlar ve bazı kanaatlere göre bu yeryüzü ve yeraltı hareketleri İnsanoğluna birer ders ve birer hatırlatma olarak ifade edilse de, İnsanların artık ölümle ve toplu afetlerle ders alıp ıslah olması biraz zor görünüyor!

Son yıllarda özellikle bölgemiz ve ülkemizde, çok sık olmak üzere, bu tür yer altı hareketleriyle karşılaşmaktadır, Türkiye nin batısında doğusuna, hemen, hemen her gün, bu tür sarsıntılar meydana gelmektedir!

Ama bu sarsıntılardan ders çıkararak, bu konuda tavrını ve işini değiştiren, önlemini ve duruşunu değiştiren hiç kimseye rastlamadım…

Sarsıntının, yani depremin olduğu dakikada gösterilen korku ve panik hareketler hemen, beşi dakika sonra unutulmaktadır…

İnsanoğluna böyle bir irade ve böyle bir vurdumduymazlık bahşedilmiş ki, tıpkı “ölenle ölünmez” lafı gibi, depremle deprem hayatı yaşanmaz diyerek, aynı hayat ve yaşama devam ediliyor!

Bu vurdumduymazlığımız, hayatımızın bir felsefesi haline gelmiştir, ne imara, ne imar değişikliğine, ne sağlam binalar, ne de sağlam insanlara güvenmiyoruz, illa çürük ve illa çalıntı!

Bakın bu gün piyasada, ne fazla güven sağlayanlar, en fazla inşaatlarda, yapılan binalarda, yanlış ve zararlı proje yapanlardır…

Tabiri caiz ise evimizi yıkanları daha çok seviyor ve daha çok değer veriyoruz, bu tür anlayış toplumda daha yaygın halde, maalesef…

Bizim tüm alanlarda, bize zarar veren ve toplumda depreme neden olan kişileri daha çok baş tacı ediyoruz…

Bakın siyasi tercihlerimize ve sırasıyla takip edelim, diğer tercihlerimizi ve tepkisiz bıraktığımız zararlı unsurların, yol açtığı depremlere ve zayiata…

Eğitimimiz, güvenliğimiz, hukukumuz, sağlığımız ve diğer alanlardaki hayatımızı yönlendiren kurum ve kuruluşlarımızı teslim ettiğimiz zararlı idareciler!

Bunların toplumda oluşturduğu, depremler ve ardından devam eden artçı depremlerle, bu gün toplum olarak altında kaldığımız enkaz!

Bu enkazı kaldıracak hiçbir kurum ve kuruluş olmadığı gibi, biz enkazın altında kalanlardan bile ses seda yok, bağırma ve inleme sesi gelmiyor!

Biz sessiz kaldıkça bu enkazı ve bu depremi üzerimizden kaldıracak ve bize yardıma gelecek hiç kimseyi bulamayız…

Allah ın emridir bir topluluk yardım istemediği sürece, ona yardım ulaştırılmaz, bir toplumda, Ağlamayan bebeğe mama yok, biz önce bu toplumsal ve doğal depremlerden şikayetçi olmalıyız!

Bakın etrafınıza bu olumsuzluklardan şikayetçi olan birkaç kişinin çektikleri ve başlarına gelenler, bunlara bile hiçbir tepki gösteremiyoruz…

Biz bizim için yanan, kendini ateşe atan çağımızın İbrahimlerine sahip çıkamıyoruz, çıkmıyoruz, hatta onları cezalandırıyor ve onların ateşine benzin taşıyoruz!

Biz bunu yaptıkça biz bu tavır içinde oldukça, hem yeraltı depremleri, hem de yer üstü depremleri, bizi sallamaya ve sarsmaya devam edecektir!

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?