USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Ekonomik kriz büyüyor…

12-08-2018

Her geçen gün farklı boyutlarda büyüyen ekonomik kriz hepimizi içine alacak bir bataklığa dönüşüyor, Milli ve yerli laflarının artık karın doyurmadığını yakın zamanda anlayacağız…
Dünya devlerine kafa tutmanın bedelinin ağır olacağını kısa bir süre sonra herkes anlayacak, ama bu kafayı tutanlar değil, biz halk bunun zararını ve yükünü taşıyacağız…
Bakın bu kötü gidişatın nedenlerini yorumlayanlar neler söylüyorlar biraz da onların sözlerine kulak verelim, milyonlarca dolar kredi ile satın alınan, havuz medyasına göre değil, birazda muhalif seslere kulak verelim…
Özellikle bu ekonomik krizin ekonomiyi yöneten siyasilerin yanlış tutum ve kararlarından kaynaklandığını görmek ve bu şekilde hareket etmek lazım…
“Daha önce yapılan sözlü müdahaleler kur üzerinde etkili olmadı. TCMB’nin rezervlerinin zaten azaldığı dönemde ekonomistler döviz satışı da beklemiyor. Bekle-gör politikası 13 Eylül toplantısına kadar herhangi bir adım atılmaması demek ve TL’deki sert kayıpları devam ettirebilir. Sermaye kontrolleri ise yurtdışından borç bulma zorunluluğu nedeniyle uzak bir ihtimal. Faiz politikası da yeni sadeleştirildiği için öne çıkan seçenek faiz artışı olarak görünüyor. Buna göre TCMB güçlü politika tepkisi verirse bağımsızlık endişelerini giderebilir. Bazı ekonomistler TCMB’den 500 baz puan artış bekliyor.”
“strateji uzmanı Win Thin, Türkiye'nin içinde bulunduğu durumu, ”Bu, para politikalarında yapılan hataların yol açtığı borç ve likidite krizine dönüşen, adeta ders kitaplarından çıkma bir ekonomik krizdir. Öyle görülüyor ki piyasalar bankaların batışı olasılığına ve yabancı para birimleriyle borçlanan şirketlerin temerrüde düşmesine hazırlıklı olmalı,” yorumunda bulunuyor.”
“ Yatırımcılar, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Türk lirasına istikrar kazandırmak için gereken faiz artışının önünde durmasından kaygılanıyor ve Türkiye'yi dipten çekip çıkaracak tek yolun bundan böyle sermaye kontrolü ve IMF başvurusu gibi radikal önlemler olduğunu söylüyor.”
Bu makaleler ekonomi uzmanlarının krizin nedeni ve bu krizden çıkışın yollarına yönelik çözüm önerileri…
Bu uzmanlara göre İMF yolu görünüyor ve yeni bir dış borç ile yüksek faiz ve sıkı para politikası ile vatandaşın kemer sıması ile bu işi çözmek…
İkinci konu ise siyasi deneyimsizlik ve yanlış dış politikalar olduğuna dair diplomasi çözüm yolu…
Eski AKP Dış işleri bakanlığı yapmış bir diplomat:
“Yaşar Yakış: Siz gazeteci Deniz Yücel’i serbest bırakıp ülkesine iade etmişseniz, ABDdahil tüm dünya kamuoyunun “Neden Rahip Brunson serbest bırakılmıyor” diye sorması çok normaldir. ABD ile bu konuda bir takım pazarlıklar yapıldığı, tüm diplomatik tartışmaların kamuoyunun gözü önünde cereyan ettiği de devletin en üst yetkililerince dillendirilmiştir. Sessiz ve etkin diplomasi terkedilmiş, gürültü ve patırtıyla iş çözme devreye sokulmuştur. Ama bu diplomasi de sonuç vermemiştir. Türkiye- ABDilişkilerindeki ince noktaları bilen birine konu danışılsaydı bu kriz çoktan çözülürdü. Gelinen noktada; gün geçtikçe Türkiye’nin krizi çözmek için elindeki seçenekler azalıyor, ülke her açıdan sıkışıyor, fakirleşiyor. Demek ki; ya ABD ile ilişkileri bilen birilerine doğru düzgün danışılmamış ya da diplomatların uyarıları “Siz monşerler ne bilirsiniz” denilip, geri plana itilmiş.aşar Yakış: Siz gazeteci Deniz Yücel’i serbest bırakıp ülkesine iade etmişseniz, ABDdahil tüm dünya kamuoyunun “Neden Rahip Brunson serbest bırakılmıyor” diye sorması çok normaldir. ABD ile bu konuda bir takım pazarlıklar yapıldığı, tüm diplomatik tartışmaların kamuoyunun gözü önünde cereyan ettiği de devletin en üst yetkililerince dillendirilmiştir. Sessiz ve etkin diplomasi terkedilmiş, gürültü ve patırtıyla iş çözme devreye sokulmuştur. Ama bu diplomasi de sonuç vermemiştir. Türkiye- ABDilişkilerindeki ince noktaları bilen birine konu danışılsaydı bu kriz çoktan çözülürdü. Gelinen noktada; gün geçtikçe Türkiye’nin krizi çözmek için elindeki seçenekler azalıyor, ülke her açıdan sıkışıyor, fakirleşiyor. Demek ki; ya ABD ile ilişkileri bilen birilerine doğru düzgün danışılmamış ya da diplomatların uyarıları “Siz monşerler ne bilirsiniz” denilip, geri plana itilmiş.”
Bu diplomatın çözüm önerileri ise:
“Suriye krizinde yedi yıl geride kaldı, Kürtler bölgedeki konumlarını krizden önceki döneme göre daha güçlendirdiler, ileri noktaya taşıdılar. Otonom bölgeler kurdular. ABD, Kürtlere krizin başından beri askeri malzeme desteği sağlıyor. Bunu da belki eskiden beri desteklediği Kürt davasını ileriye götürüp, İsrail’e dost bir devlet yaratmak için, belki de Suriye’de demokratikleşme süreci başladığında Suriye rejimi üzerinde Kürtler aracılığıyla baskı kurmak için yapıyor. Türkiye’nin sıkıntısı hem Rusya’nın hem de ABD’nin Kürt davasına sahip çıkmasından kaynaklanıyor. Türkiye, iki süper devletin desteklediği Kürtleri karşısına almış durumda. O yüzden Suriye’deki Kürtlerle gereksiz yere kesilen iletişimin yeniden kurulması gerekiyor. ABD’ye kızıp Kürtlere daha da çatmak yanlış olacaktır.”
İşte bizi bekleyen son veya hükümeti iktidarı, Sarayı bekleyen son kararlar… 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?