USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

ER DAVASINDA TOPLUMSAL AYRIŞIM...

27-08-2020

Tecavüze uğradığı ve bu yüzden intihar ettiğini bir mektupla bırakan İpek Er davasında, geçen gün yaşanan sürpriz gelişme de hukukun değil, siyasetin tartışılması gerekir…

Siyasi iktidar en çok başarılı olduğu bir alanda, toplumu germeye yönelik ayrıştırma olduğuna şahit oluyoruz, bu ayrıştırma her yerde kendini gösteriyor…

Sağ sol, İslamcı Kemalist, çağdaş gerici, Kürt Türk, Milliyetçi, ümmetçi, siyah beyaz bunun gibi birçok alanda toplumsal ayrıştırma sürerken, birde Kadın Erkek, Tecavüz ilişki gibi ayrıştırmalara şahit oluyoruz…

Olay tamamen iktidarın kendisi dışında herkesi düşman ve hain görmesinden kaynaklandığına şahit oluyoruz, olay tamamen ayrıştırma örneği…

Olayın duyulması ile birlikte olaya çeşitli sol Kadın dernekleri ve siyasi hareketinin sahiplenmesi, olayı sosyal medyada gündeme getiren İstanbul sözleşmesi tarafları olmaları, bu olayın karşı siyasi hareketle sulandırılmasına neden olan sebep oldu.

İlk gün adaletin yerine getirilmesi adına verilen kararda, İpek in mağduriyetinin önlenmesi adına atılan adımları, onun taraftarlarını mutlu edince, karşı taraf atağa kalkarak, misillemede bulunmasına şahit olduk…

Bu konu ile ilgili devlet ve iktidar tarafı adeta intikam alırcasına Er tarafını ötekileştirerek, işi siyasi intikam almaya ve iktidarın kendi adaletini sağlamaya neden oldu!

Yapılan açıklamalar ve uygulamalar bunu göstermektedir, işi HDP nin zaferi olmaktan çıkarmak için, bazı kesimler hem devlete, hem adalete baskı yaparak işi sulandırdılar…

Açıklamalar bakacak olursanız, bu dava tamamen ayrıştırılan Kürt ve Türk davasının hesaplaşmasına dönüştürülmüş, hatta kısa bir süre sonra deliller tamamen değiştirilerek, iş terörle mücadele ve İpek Er in terörist olmasına kadar götürülebilir!

Buna hazırlıklı olmalıyız, bu konuda acaba İnsan Hakları dernekleri, Kadın hakları dernekleri ve Barolar doğru bir siyaset izliyorlar mı?

Bunu bilemiyorum çünkü işin bir tarafında bir Kürt kızı var ve diğer tarafında ise devletin uzman çavuşu, yani onun güvenliği için, onun bölünmez bütünlüğü için bu bölgede silahlı mücadele içinde olan biri!

İşte bu noktada ayrıştırma başlamış oluyor  ve maalesef adaletin sağlanmasına gölge düşürülmüş oluyor, bundan sonra hangi hakim nasıl bir karar vereceği, hangi kriterlere göre hareket edeceği bilinmez, ama hiçbir hakim bu davada karar vermek istemez!

Bakın yapılan açıklamalar bana hak vereceksiniz;

BAKANLIK BASINI HEDEF ALDI

“Orhan’ın tahliyesinin ardından İçişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, “Bu acı olaydan siyasi bir rant devşirmeyi, kurumlarımızı ve adalet sistemimizi yıpratmayı hedefleyen TELE 1 adlı TV kanalının yanı sıra gayri ahlaki iftiraları atan terör örgütüne müzahir basın-yayın organları hakkında gerekli tüm yasal işlemler başlatılacaktı” denildi. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Orhan’ın 19 Ağustos’da tutuklanmasının ardından ise “Cenaze, bizim cenazemizdir. Yargının da üzerine düşen görevi yapacağına inancım ve güvenim tamdır. Elbette bu olayın bazı çevreler tarafından sürekli gündeme getirilmesinin temel nedeni HDP milletvekilinin yaptıklarının üstünü örtmektir” demişti.”

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?