USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

GECİKEN ADALETİN NE ANLAMI VAR!

19-01-2020

Biz Hazreti Ömer in adaletini uygulamadığımız sürece bu toplumda, idarecilerin ihmalinden kaynaklanan çok büyük acılar yaşanacaktır.
Yoksulluğun diz boyu olduğu günümüzde, toplumun büyük kesimi, sağlıklı olarak beslenemediği gibi, yaşam koşullarını aşırı zamlar ve işsizlik nedeniyle, sağlıklı olarak sağlayamamaktadır.
Bu yoksullukta maalesef yerel ve genel idarecilerin çok büyük ihmali mevcuttur, devlet borçları yüzünden kesilen, elektrikler, kesilen doğalgaz abonelikleri, kesilen diğer abonelikler…
Bunların tamamında işsizliğin ve geçimsizliğin dolayısı ile devletin ihmali mevcuttur, bizler hangi evde kimler ne şekilde yaşıyor bilemeyiz, ama devlet bilir ve bilmek zorundadır…
Bakın İstanbul Fatih semtinde Siyanür ile intihar eden dört kardeşin hazin hikayesinden neler çıktı, borç, sefalet, açlık ve çaresizliğin sonucunda toplu intihar!
Bu aile hem devlete, hem de mahalle bakkalına borcu yüzünden artık çaresiz kalınca ve elektrikleri de kesilince, çareyi intiharda bulmuştur.
Şu komik duruma ve kaderin cilvesine bakın ki, bu dört kardeş öldükten sonra, ortaya Robin Hood lar çıkmış ve devlet adaletini gerçekleştirmeye çalışmış, nasıl mı?
Olayın ardından, mahalle bakkalı;  “ Fatih te 6 Kasım tarihinde Molla Gürani Mahallesi Oğuzhan Caddesi 5 Katlı binanın alt katında oturan, Cüneyt, Oya, Yaşar ve Kamuran Yetişkin kardeşlerin, cansız bedenleri bulunmuştu.
Ailenin maddi durumunun kötü olduğu belirtilmişti. Oturdukları evin alt katında bulunan, Bakkal işletmecisi, Yetişkin kardeşlerin kendisine 2,380 TL borcu olduğunu, adını vermek istemeyen bir kişinin, tüm borçları ödediğini söyledi.”
Olayın trajikomik durumu bununla da kalmamış devlette geciken adalete bir neşter atmış ve siyanürlü intiharın sebebi olan firmaya ceza kesmeyi akıl etmiş.
Sözcü gazetesinde son dakika haberi olarak geçen haberde, “ Fatihte intihar eden 4 kardeşin elektriğini kesen firmaya 888 bin TL ceza kesildi.”
Peki bu cezalar ve bu ödemeler dört canı geri getirebildi mi? Toplumsal yaraları sarabildi mi? Bizleri tatmin edebildi mi?
Tabi ki hayır bizler bu ülkenin başına Hazreti Ömer in adaletini sağlayacak bir yönetimi getirirken, İnsanlar öldükten sonra borçları ödensin, devlet şirketlerden ceza kessin diye mi onlara adil olun dedik!
İşte örnek alınacak adalet anlayışı; 
“Ben bir idareciye halka zulmetmesi için ya da onların mallarını üzerine geçirmesi için görev vermem. Zulmeden benim idarecim olamaz. Ben tayin ettiğim valileri, halka dinlerini ve Resulullah’ın sünnetini öğretmeleri için gönderirim. Halkın kazançlarını, mallarını eşit paylaşmaları için ve adil bir idare için yollarım. 
Hz. Ömer tayin ettiği memurlarına bu tavsiyelerde bulunurken evlerinde yoksulluk içinde yaşamaya çalışan bir ailenin bilgisi gelir. Kays ve Amr bin As bu ailenin durumunu öğrenmek için Halife Ömer’den izin istediler. Adalet timsali Halife ise şöyle cevap verdi. 
-Hayır! Olmaz. Ben bizzat kendim gidip bu ailenin ihtiyaçlarına çare bulacağım. Çünkü Dicle kenarında bir koyunu kurt kapsa Allah’ın adaleti gelir ve onu benden sorar.  
Hz. Ömer eve vardığında bir kadını hasta iki küçük yavrusuyla oturmuş ocakta bir şeyler kaynatırken görür.  
Hz. Ömer: 
-Neyiniz var? Bu çocuklara ne oldu? 
Kadın:
-Hayatın çilesi ve soğuk. Bir de açlık olunca çocuklarım bu hale geldi. 
 Hz. Ömer:  
-Peki, bu ocakta pişen ne? 
Kadın: 
-Su! Yemek pişiyor diye çocukları kandırıyorum. Allah, Ömer’den soracak bunu.
 Hz. Ömer:  
-Ömer nasıl bilsin ki bunu? 
Kadın:  
Halife seçildi bizi unuttu. Olur mu bu? 
Ailenin bu halini gören Hz. Ömer oldukça üzülür ve hızlıca erzakların olduğu depoya gider. Depodan aldığı yiyecekleri yoksul kadının evine götürür ve bizzat aileye yemek yapar

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?