USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Hazan, Hüzün ve Kriz…

11-09-2018

Son bahar Hazan mevsimi olarak bilinir, birde bazıları tarafından hüzün mevsimi, nedenine gelince, bu mevsim doğanın ölmeye başladığı bitkilerin, kurumaya başladığı bir mevsim.
İnsanlar bu mevsimde ölü kış aylarının hazırlığı içine girerler, eskiden yani marketlerin ve soğuk hava depolarının olmadığı, sera ve konservelerin olmadığı dönemde…
Kışlık erzaklar, kilerlere, depolara ve samanlıklara taşınırdı, bunun için hummalı bir çalışma özellikle ev kadınları gece gündüz bir çalışma içine girerlerdi…
O zamanlar hazır dondurulmuş yiyecekler, raflar dolusu bakliyat satan marketler, aylarca saklanan bilen konserveler ve her zaman taze sebzeler bulmak mümkün değildi.
Bir yandan salça için domatesler taşınır, sıkılır ve güneşe verilirdi, dolmalık birer ve patlıcanların içi açılır, iplere dizilirdi, bulgur ve şaireler hazırlanırdı, özellikle bulgur birkaç çeşit hazırlanırdı…
Bu doğadan beslenen insanların rutin olarak her hazan mevsiminde yaptıkları işlerden bir kaçı idi, birde bu mevsimde, ayrılıklar ve hüzünlerin olduğu mevsim olarak bilinirdi.
Özellikle bu mevsimin gelmesi ile Askere selp emri almış olanlar, sevgili ailelerinden, eş ve dostlarından ayrılma mevsimi…
Okula gidecek gençlerin yine aynı şekilde, ailelerinden ve ana kucağından çıkarak, yabancı illerde ve ellerde kendilerini hayat hazırlamak için ayrılış mevsimi…
Bu mevsimin gelmesi ile ağaçlardaki yaprak dökümü gibi, İnsanlar oraya buraya dökülmeye başladıkları mevsim.  
İnsanlarımız bu mevsimde kışlık giysi ve kışlık yakacak için önceleri her ne kadar doğadan kaynak kullanarak ihtiyacını karşılıyor idiyse…
Daha sonra özellikle ormanlardan uzak olanlar, kışlık yakacak ve kışlık giysilere, bir hayli harcama yaparlardı…
Kişi başına gelirin çok az olduğu ve özellikle paranın az girdiği yoksul ailelerin bu mevsimde kışlık ihtiyaç için ellerine aldıkları yün ve orlon yumaklarla ördükleri kışlık giysileri unutmamak lazım…
İşte harca deyince en önemli kalemlerden bir de okul ihtiyaçları için yapılan harcamalar, özel kıyafetler ve gereçler…
O dönemde bile bir hayli yük oluşturan bu tür harcamalar, bu hazan ve hüzün mevsiminde daha fazla can ve cep yakacağa benziyor.
Bu yıl bu sonbahar mevsiminin başlaması ile birlikte, Üniversitelere gidecek çocuklardan tutun Ana sınıfına başlayacak çocuklara kadar…
Yol ve giysi, kitap ve defter ihtiyacına kadar hemen hemen her şeye yüzde yüz ve hatta bazı maddelere iki yüz oranında zam geldiğine şahit oluyoruz…
Tasarruf ve bütçe kısıtlaması ile yüzde yetmiş desteğini eğitimden çeken devletin durumu üzerine, veli ve öğrenci tabiri caiz ise sahipsiz kaldı!
Dışa bağımlı olan bir ekonomik yapı ile en fazla dışa bağımlı olduğumuz, kağıt ve kalem ihtiyacı ile bu yıl tam bir eğitim krizi yaşanacağı tahmin ediliyor…
Aileler sırf çocuklarının bu okul ihtiyaçları için neredeyse eskiye dönüş yapacak beslenme maddelerine dönmelerine rağmen yine de çocuklarının bu temel ihtiyaçlarını karşılamada zorlanıyorlar…
Birkaç aileyi saymazsak, Batman nüfusunun yüzde doksanı bu şartlarda, eksiksiz olarak, çocuklarının okul masrafı ve ihtiyaçlarını, sıkıntısız olarak karşılamaları mümkün değildir.
Bu yüzden eğitimin mutlaka millileştirilmesi ve tüm masraflarının devlet tarafından karşılanması şarttır.
Bu gidişle her Hazan mevsimi bir hüzün ve Kriz mevsimine dönecektir. 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?