USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

HUKUK VE ADALET…

24-06-2020

Hukuk lazım olduğu zaman değil, her zaman her kes için olunca adalet sağlanmış olur, hukukun üstünlüğü hakim olduğu zaman, herkes huzur bulur ve herkes, saygılı olur…

Yıllardır bu ülkede hukuk var ama adil dağıtılmıyor, adaletin karşısında herkes eşit değil diye şikayette bulunan vatandaşlara bu güne kadar hiçbir savunma mekanizması, duyarlı davranmadı…

Her gün adliye koridorlarında, inanmadıkları ve güvenmedikleri adalet sisteminde hukuk mücadelesi veren Avukatlar, ne zaman bu sistem onlara ve onların yapılarına dokundu…

Hemen feryat figan, sokaklara çıkıp, adliye koridorlarına inip, adalet istiyoruz, hukuk istiyoruz, sloganları atmaya başladılar…

Şu meşhur sloganı atmaya başladılar “ Susma sustukça sıra sana gelecek!” Evet sıra savunmada ve savunma da bu hukuksuz ve adaletsiz sistemden nasibini alacaktır…

Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın misali bu güne kadar barolar var olan imkan ve yetkilerini, maalesef kullanmadılar…

Eski barolar ve eski hukukçular, bir hukuksuzluk, bir adaletsizlik ve bir haksızlık olduğunda, toplumun en ön safında yer alırlardı, protesto, eylem ve duruşları ile…

İnsan hakları izleme komisyonları, Kadın hakları komisyonları, Çocuk hakları… Bunun gibi bir çok alanda, haksızlıklara karşı dururlardı…

Hatta birlik başkanları, belli günlerde yaptığı hukuki çıkışları ile ünlendi ve toplumda çok güzel bir sempati yakalamıştı…

Her ne olduysa son on yıl içinde Avukatları ve Baroları hiçbir hak ihlali ve toplumsal sorunlarda hiçbir yerde göremiyoruz, tabiri caiz ise halk savunmasız kaldı!

Şimdi sistemin çarklarının son ürünleri onlar olduğu için, sistem onları öğütmeye başlayınca, mengene dişlerinin arasında, baroların ve Avukatların inleme, feryat ve figan sesleri duyulmaya başlandı.

Sıranın bir gün onlara geleceğini düşünemediler, gaflet uykusunda ve sistemin sunduğu nimetler içinde oyalanıp durdular…

Bu günlerde meydanlarda yalnız onların sesleri ve onların şikayetleri var, çünkü bu gün onları destekleyecek hiçbir organizeyi bırakmadı sistem…

Bu gün her kes gibi ve her meslek gibi onlarda yalnız ve onlarda sessiz kalmaya mahkum edildiler, bu gün onların sesleri çok cılız ve çok güçsüz, onların birlik başkanları bile, nerede yer alacağını bilemiyor…

Acaba sistemin nimetleri mi, yoksa Baroların külfetleri mi? Bu ikilem arasında kalan birlik başkanları, bu ikilem arasında, akşam saray da, gündüz meydanda!

Bu şekilde bir davanın ve bir amacın kazanılması başarılması çok zor, bu saatten sonra, kimse Barolardan bir beklenti içine giremeyeceği gibi, onların kendi hak arayışlarında bir başarı sağlayacaklarına inanamıyor!

Onlarda maskelerini taksın ve sistemin uyguladığı mücadeleye katılsınlar, onlarda artık bu sistemin birer öğütülmüş unu haline gelmişler, onları işin başında bölerek, mengeneye bu gün atmaya başladılar, yine her hukukçu kendi çıkarına göre mevzi alacağı için herkes bu sisteme göre belli bir kalıba oturtulacaktır…

Eski devrimci ruha sahip hukukçu ve Savunma avukatlarına ihtiyaç vardır, öncelikle Baroların buna daha çok ihtiyacı var! 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?