USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

İKİ ÇILGIN KARAR, SÖZLEŞME VE HAZİNE!

21-03-2021

Hafta sonu sabah gözlerimizi açarken iki çılgın karar ile uyandık, bunun sonuçlarını düşünmek için doğrusunu söylemek gerekirse haftaların geçmesi gerekir!

Aslında ikisi içinde siyasi endişeler ve hesaplarla verilmiş kararlar diyebiliriz, cumhur ittifakı, aylardır erken seçim için stratejiler yaparken, siyasi ve ekonomik bazı güvenceler oluşturmaya çalışıyordu!

Bu kararların hem etkisi, hem de sonuçları Türkiye’nin geneli kadar, tüm Dünya’nın dikkatini çeken kararlar oldu.

İstanbul sözleşmesinde tamamen siyasi hesaplar olduğu, kanaatindeyim, toplumun çoğunluğunun karşı olduğu bu karar sadece, siyasi bir kanada ulaşmak için en etkili karardı.  

Aylar öncesinde, cumhurbaşkanının, eski deneyimli siyasetçi, Asiltürk ü evinde ziyaret etmesi ile birlikte, İstanbul sözleşmesinden çekilme sinyalleri verilmişti.

Oğuzhan Asiltürk, bu görüşmede bazı sözleri verdiği ve karşılığında ise İstanbul sözleşmesinden çekilme şartının içinde olduğu bazı şartları koşmuştu, o günler bu şartlar kamuoyunda tartışılmaya başlanmıştı.

Şimdi hafta sonu alınan bu karar ile ve İstanbul il başkanlığına SP den transfer edilen bir başkana teslim edilmesi ile adım, adım bu kararların uygulamaya alındığını gösteriyor!

Gerçi SP genel başkanı Temek Karamollaoğlu, ne olursa olsun, Saadet tabanının AK partiye kaymasının mümkün olamayacağını açıklamasına rağmen bu adımlar peş eşe atılıyor!

Bu kararın sonuçlarını önümüzdeki haftalarda göreceğiz, bunun ne kadar etkili olacağı, bu kararlar ve atılan adımların iktidara ne kazandırdığını anlayacağız…

Şimdi ikinci çılgın karara gelince, bu karar da hazinenin başının bir gecede, değiştirilmesi kararı, bu karar ile ekonomideki kötü gidişatın düzeltilmesine yönelik olduğu görünse de, altında yine siyaset planları olduğu sezinleniyor!

Bir türlü dikiş tutturulmayan hazine yönetiminde, her altı ayda bir başkan değişmesi ile bu kuruma denge getirilmesi mümkün görünmüyor.

Ağbal idare geldiği günden beri Faizleri yükseltmeye yönelik çalışmaları herkes tarafından hayretle gözlenmekteydi.

Son olarak faizi 19 puana çıkartma kararı ile sarayın resmi basın organları, Yeni Şafak ve Sabah gazetelerinde bu kararın açıklandığı gün, mesajlar verilmişti!

Bunun işaretleri şunu gösteriyordu; Ağbal dönemini bitirdi ve faizler beklenen seviyeye yükseltildi işi bitti!

Faize karşı olan reis bu şekilde bir günah keçisi ile işini bitirmiş oldu, tıpkı diğer başkanlar gibi, bu başkanı de tarihin sayfalarında kaybetti!

Ama şimdi biz yüksek faiz sarmalı, yüksek döviz kuru ve yüksek enflasyon ile başa kaldık, bunun ağır faturasını biz halk olarak ödemeye devam edeceğiz.

Bunun siyasi yönü ise, belli bir süre faiz den, dövizden, enflasyondan dikkati başka yöne çekerek, tüm siyasi düşünürlerin iddia ettiği gibi, baskın bir erken genel seçim ile güçlü bir iktidarı ele geçirmek…

Bu mümkün mü? Bu şartlarda, bu kararlarla, bu baskı ve bu mali düzenlemelerle, bence mümkün değil, hangi danışmanlar, hangi kanıtlarla bu kararları aldırıyorlar doğrusu, bende hayret ediyorum.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?