USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

İNSAN OLMAK VE KARDEŞ OLMAK…

30-03-2021

HDP eski eş başkanı Selahattin Demirtaş ın  “Hadi Gülümse” adlı yazısı, beni hem çok etkiledi, hem de çok düşündürdü!

Ceza evinden gönderdiği, yazı da şöyle gerçekleri dile getiriyor; “Biz ilk, karanlıkta tanıştık seninle. İnsan görmediği, dokunmadığı, bilmediği şeyden korkar ya, korktum senden. Sesin vardı bir tek. Ürkünç, tüyler ürpertici. İlk refleksim kendimi korumaktı. Elimi kolumu salladım. Yumruklarımı, ayaklarımı… Kör dövüşü işte. Ne kadar vurdum sana, nerelerine, bilmiyorum.

Çok dayak yedim ama. Eminim. Her yerim sızladı. Kanın tadını öğrendim. Hangimizin kanıydı, bilemedim. Karanlıkta bütün kanların tadı aynıdır. Daha çok vurmak istedim sana. Hınçla, korkuyla, kederle… Boğuldum. Hayatta kalabilmekti tek muradım. Benden ne istediğini bir türlü anlayamadım. Ne kadar sürdü böyle, hatırlamıyorum. Belki bir gün, belki bin yıl.

Sonra ne mi oldu? Gözlerimi açtım güzel kardeşim. Seni gördüm. Karanlık değildi. Sadece gözlerimizi kapatmışız meğerse. Bana benziyordun, her şeyinle. O kadar güzeldin ki canım kardeşim ve o kadar yaralı. Kanayan yerlerimle ben de sana benziyordum. Aynıyız neredeyse. Bir farkla. Senin gözlerin halen kapalı.

Sen de aç gözlerini artık canım kardeşim. Vurmayı bırak. Biliyorum artık, sen de beni tehdit belledin. Anlıyorum seni. Ve inanmayacaksın belki, seviyorum bile. Açınca gözlerini, göreceksin ikimizin de insan olduğumuzu. Ve gözlerimizi kapatarak yarattığımız bu karanlıkta, ne kadar kalabalık durduğumuzu.”

İnsanlık adına utanıyorum, inancım adına utanıyorum, yaşadığım coğrafya adına utanıyorum, bu düşünce, bu inanç ve bu yüreğin sahibinin demir parmaklıklar arkasında ve zindanlar da çürümesine, hepimize insanlık dersi veriyor, hepimizin gözlerimizi açmasını ve bir birimize sevgi ile kardeşlik ile ve insanlıkla bakmasını öneriyor.

İşte o zaman yani sevgi le ve insanlıkla baktığımız zaman, ne Kürt – Türk çatışması, ne Müslüman-gayri Müslüm çatışması, ne ırk ve ne de inanç çatışması…

Ne sermaye ve Emek çatışması, ne Kadın ve Erkek çatışması, her şeyden önce sevgi ve hoşgörü iklimin hakim olması…

İşte en büyük değerimiz ve var oluş nedenimiz bu ve bu olmalıdır, kimsenin kimseden üstün olmadığı ve herkesin bir birini eşit gördüğü, Allah’ın yarattığı birer kul olmak!

Yazının devamında ise, mektubunda Demirtaş bu çılgınlığın, bu sevgisi ve hoşgörüsüz ortamın sebebini çok açıkça ortaya koymaktadır.

Şöyle yazıyor yazısında; 

“Beni siyasetçi olarak biliyorsunuz ama aslında ben siyaseti sevmiyorum. Bu siyaseti sevmiyorum. Yine de içindeyim siyasetin. Neyse ki siyaset benim içimde değil. Madem içindeyim, size içeriden kesin bilgi vereyim. Tanıdığınız siyasetçilerin tamamına yakını sürekli fırıldaklık yapar. Belki ben de öyle davranmışımdır bazen. Bize inanmayın o yüzden. Açın gözlerinizi. Göreceksiniz, dünya karanlık değil.”

Evet İnançlıyı, inançsız düşman eden, Yoksulu, zengine düşman eden, Kürt ü, Türk e düşman eden maalesef sevgisizlik merkezi olan ve maalesef acımasız ve kindar olan siyaset ve siyasetçilerdir.

Bende bu sözlerin tümüne imzamı basar ve Demirtaşların özgür olmasının, İnsanlığın ve sevginin özgürleşmesidir diyorum!

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?