USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

KİM DAHA ÇOK ALDATIR?

28-04-2019

Bu soruyu sormak çağımız açısından artık bir fantezi haline gelmiştir, Kadın olsun Erkek olsun toplumsal ve psikolojik yapımız, ekonomik ve siyasi hayatın etkisinde kalarak…

Maalesef bu ortamda her iki tarafında bir birini aldatma konusunda adeta yarıştıklarını, söyleyebiliriz.

Çünkü içinde olduğu sosyal ve siyasal çevre, ekonomik şartları, iletişim hatlarının oranına göre aldatma her iki taraf içinde mümkün ve aynı düzeyde…

Aldatma yalnız evli çiftler için geçerli bir olay değildir, arkadaşlar, iş ortakları, siyasi yapılanmalar ve diğer örgütsel faaliyetlerin tamamında vardır.

Bizler toplum olarak itibarsız ve güvensiz, her an en yakınını satmaya müsait bir hale gelmişiz, bizim için aldatma konusunda yalnız birkaç neden değil, birçok neden vardır.

Yapılan bir araştırmaya göre ise:

“  Kadınlar aldattıkları zaman, genelde bir başka erkekle duygusal bağ kuruyorlar. Yani bir başkasına âşık oluyorlar. Genelde kadınların aldatma biçimi bu şekilde gerçekleşiyor. Bu biraz da evlilikleri ile ilgili çünkü yapılan çalışmalara göre kadınlar, evliliklerinde duygusal açıdan doydukları zaman daha mutlu oluyorlar. Erkekler ise daha ziyade cinsel açıdan aldatıyorlar. Yani çok fazla duygusal anlamın yüklenmediği, bazen tek gecelik, bazen de uzun yıllar süren cinsel birliktelikler yaşıyorlar. Tam tersinde de şöyle bir şey var; kadınlar genelde duygusal olarak aldatılmaktan korkuyorlar. Yani eşinin onu aldattığını öğrenen bir kadın, duygusal olarak ona âşık olup olmadığı, onu sevip sevmediğinin peşinde koşabiliyor. Erkekler ise eşlerinin onu cinsel olarak aldatmasından çok korkuyorlar. Yani eşinin bir başka erkeğe âşık olması ya da onunla duygusal bir şeyler paylaşması değil de cinsel olarak birlikte olması bir erkek için daha önemli. Bu da ilginç bir paradoks. “

İşte bu araştırmaya göre Kadın duygusal doyuma ulaşamayınca aldatıyor, Erkek ise cinsel doyum arıyor, aynı zamanda, ekonomik doyuma ulaşamayan iş ortağı, ortağını, siyasal açıdan tatmin olmayan siyaset adamı siyasi arkadaşını aldatmaya yatkındır…

Bir başka tespitte ise:

“Aldatmak, hayal ederek de mümkün

Aldatılma olayı hayali eş konusunda da yani bir başkasını hayal ederken de mümkün. Dolayısıyla da sosyal medya üzerinden pekâlâ söz konusu olabilir. Karşı tarafla fiziksel olarak hiçbir şekilde bir araya gelmemiş olsanız bile kadın veya erkek; biri ile yazışmanız, biri ile sorunlarınızı paylaşmanız, daha sonra o birine karşı duygusal bir şeyler hissetmeniz de aldatma kapsamında değerlendiriliyor. “

Çağımızın teknolojik enstrümanları bundan sonra fiziksel temas olmadan da aldatmayı mümkün kılmaktadır…

Daha önce girişte değinmeye çalıştığımız gibi, sosyal ve ekonomik şartlara göre değişen aldatma yöntemleri…

Son yıllardaki akıllı telefonlarla, aldatma sokaktan ve çarşı pazardan, yatak odasına kadar girdiğini çok açıkça ifade edebiliriz, buda teknolojik aldatma yöntemi olarak değerlendirilebilir…

“Kadınlar mı daha çok aldatıyor, erkekler mi?

“Aslında erkekler daha çok aldatıyormuş gibi görünür. Toplumsal kabuller de biraz bu yöndedir. Erkeklerin yaptığı şey toplumda normalize edilir ve erkeklerin daha çok aldattığı düşünülür. Oysa ki öyle değil. Özellikle son yıllarda, kadının ekonomik özgürlüğünü de kazanması, öz güveninin de artışına neden oldu ve 40 yaş altı çiftlerde yapılan bir çalışmaya göre erkekler ile kadınların eşlerini aldatma oranları artık birbirine çok yakın.”

Ve son nokta bu araştırmaya göre maalesef toplumun her kesimi aldatma konusunda adeta yarışıyor, Kadın Erkek farkı kalmadığı ortada…

“Kadınlar mı daha çok aldatıyor, erkekler mi?

“Aslında erkekler daha çok aldatıyormuş gibi görünür. Toplumsal kabuller de biraz bu yöndedir. Erkeklerin yaptığı şey toplumda normalize edilir ve erkeklerin daha çok aldattığı düşünülür. Oysa ki öyle değil. Özellikle son yıllarda, kadının ekonomik özgürlüğünü de kazanması, öz güveninin de artışına neden oldu ve 40 yaş altı çiftlerde yapılan bir çalışmaya göre erkekler ile kadınların eşlerini aldatma oranları artık birbirine çok yakın.”

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?