USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

LAİKLİK VE İSLAM DİNİ…

05-02-2019

Laiklik Atatürk ilke ve inkılapları ile birlikte, anayasaya girmiş çok önemli bir madde olduğuna inanıyorum, bu madde bu gün neden anlamını yitirmiş?
Laiklik tanımı yapılırken bazı çevreler şöyle tanımlıyor;  “Laiklik, din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılmasını öngören bir ilke olmasının yanında, aynı zamanda olaylara akılcı ve bilimsel açıdan bakan, ulusal egemenliğe dayanan hukuk kurallarının temel alındığı bir yaşam biçimi. Eğitimde, yönetimde, hukukta laiklik ilkesinin tam anlamıyla uygulanması, barış içinde yaşamamızın, din ve vicdan özgürlüğünün, özgür düşüncenin temeli.”
Atatürkçü ve Kemalist düşünceye göre bu Laiklik ilkesi Din in tamamen dışlanması ve akılcı, modern devlet yapısı oluşturmak adına, dışardan ithal düşünce ve devlet sistemlerinin benimsenmesi…
Tabi bu şekilde bir düşünce ve yönetim şekli, yüzde 99 u Müslüman olan bir ülkede çok tepki toplayarak, kabul edilmez olarak görüldü…
Yıllardır, dindar ve inançlı kesimin verdiği mücadelede bu sistemin kaldırılarak, yerine dine dayalı bir devlet sisteminin oluşması…
Laikler 100 yıldan beri tam anlamıyla bir laiklik sistemini yerleştiremediler, bu yüzden gün geçtikçe inançlı kesim ile Kemalist sistem arasındaki mesafe genişledi…
Ancak Laik olduğunu iddia eden sistem, Laik olamayınca, İslam’ın gerici ve yobaz yanını halka dayatarak, İslam’ın siyasete alet edilmesi ve sistemin kontrolüne girmesi için…
Bu gün çok rahatsız olduğumuz Diyanet işlerine el atarak, dini sistemin hâkimiyetine koymaya çalıştı, bu çalışma ise tek din ve tek mezhep prensibi ile…
Bu gün diğer dinler haksızlığa uğramasına ve diğer mezheplerin yok olmasına neden olmuştur, bunun için sağlıklı bir diyanet oluşturulması sağlanamamıştır.
Oysa Laik sistemde, tüm dinlere ve mezheplere eşit yaklaşım olmalıydı, İslam adına yalnız, Hanefi mezhebi, Din adına ise yalız İslam ı kabullenmesi…
Çelişkilerin en büyüğünü içinde barındıran bir Laik sistem diyaneti haline gelmiştir, oysa sistemin özünde bu mevcut değildir.
Bu şekilde sistem kendisine tehlikeli bulduğu, gücünden ve etkisinden korktuğu dini ve mezhebi kontrolüne alırken, diğer din ve mezhepleri ise erimeye bıraktı.   
Suni camiler, suni tarikatlar, suni ibadetler ve suni okulları ile eğitim sistemini tamamen sunileştiren ve onlara devletin tüm imkânlarını sunan bir Laik cumhuriyet…
Bunun karşısında, tanımadığı ve hiç görmediği diğer din ve mezheplere karşı ise açtığı amansız, aynı zamanda acımasız bir sinsi savaş…
Bunun sonunda sistem gerici ve yobaz bir din istismarcılığı haline gelince, bir türlü içine sindiremediği dindarları ise her zaman olduğu gibi cezalandırmaya devam etmektedir.
Dindar kesim bu gün farkına varmadan, sisteme alet olurken, ne sistem Laikleşti, ne de Müslüman kesim İslamlaştı…   
Çünkü gerçek Laiklik ve gerçek hukuk, adalet, insan hakları gerçek İslam öğretileri içinde yer almaktadır, ancak sistemin dayattığı, Kemalist dindarlar sisteminde bu yoktur…
Bakın İslam da İmanın şartlarına, tüm dinlere ve peygamberlere, aynı zamanda, kitaplara iman şartı ile tüm dinlere eşit mesafede yaklaşmayı emretmektedir.   
Kuran tüm dinler ve tüm kitaplardan kıssalar ile ve tüm dinlerin tamamlayıcısı olarak İslam ı sunmaktadır…
Oysa biz laiklik adına tüm dinleri ve tüm mezhepleri bir kenara atarak, İslam’ın ve Allah’ın emrine muhalefet etmekteyiz, bunu maalesef din adına yapmakta ve sistemi koruma adına savunmaktayız…
O halde gelin gerçek Laikliğe ve gelin gerçek adalet, hukuk, eşitlik ve iman dinine, gelin hep beraber İslam olalım, ülkemizde, dünya da barış, kardeşlik ve huzuru sağlayalım. 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?