USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Politikasız, plansız eğitim…

22-07-2018

Türkiye de her gelen iktidar öncelikle, eğitim, öğretim sistemine bir neşter atarak, bu günkü ilkesiz ve kalitesiz eğitim sistemine gelmemize neden oldu…
Son seçimlerle başkanlık sisteminde, yeni atanan Milli eğitim bakanı, kameralar karşısında ilk basın toplantısında kamuoyuna ilginç mesajlar verdi…
İzleyen değil, gören olacağım diyerek, bu sistemin yanlış ve eksiklerini yerinde görerek, onaracağını iddia ediyor…
Bir başka sözlerinde ise; 
“Toplumla bir makro paylaşımda bulunacağız. Hiçbir öğrencimiz, velimiz sürprizle karşılaşmayacak. Oyunun ortasında asla kurallar değişmeyecek. Temel kavramımız adalet olacak. Ana planda tuttuğum en önemli şey adalettir. Bakan olmaya değil gören olmaya çalışacağım. Öğretmen bizim önceliğimiz olacak. Veriye dair bir politika üreteceğiz. Ana konularla ilgili vizyon belgeleri hazırlayacağız. Eğitim ihraç edilir ama ithal edilemez. Vizyonumuzu bizim kelimelerimiz doğuracak. Gerçekten şeffaf olmayı çok arzuluyoruz. Gizlemek çocukların hayrına değil. Mutabakat çok önemli, herkesi dinleyeceğiz. Diploma temelli değil, vasıf temelli bir anlayışla gideceğiz. 360 derece bir bakanlık göreceksiniz bunu zamanla göreceksiniz. Bir direnç olacaktır biliyorum. Eğitim en muhafazakar kurumdur. Öğretmenler toplum, veliler en muhafazakâr gruptur çünkü çocukları ile ilgili bir konu var elbette muhafazakar olacaklar"
Bu açıklamaları alın ve diğer bakanların yaptığı açıklamalarla karşılaştırın var mı bir farkı göreceksiniz, yani kısacası kim bu önemli kurumun başına geçmiş ise aynı açıklamalar…
Yeni kabinenin bir özelliği ise tamamen ticari kafa ile çalışan kişilerin bakanlık koltuğuna oturması ve bunların kendi alanlarındaki başarılarını kurumlara yansıtması beklenmektedir.
Bu beklenti içinde olanlar ise gerçekten saf ve bir türlü darbelerden uslanmayan zavallı halkımızdır, onların günahsız ve savunmasız evlatlarıdır.
Özel okulların başından birini alıp, milli eğitim bakanı yapmak, özel hastanelerin başından birini alıp sağlık bakanı yapmak hangi akla hizmet…
Bu daha iyi ve daha fazla kar eden zekaya yeni bir kar ve çıkar yollarını açmak olarak değerlendirilebilir…
Milli Eğitim bakanı Prof. Dr. Ziya Selçuk bundan yıllar önce, talim terbiye kurul başkanlığı yapmış, yani milli eğitim bakanlığının en tepe noktasında yöneticilik yapmış biri…
Bu yapacağı işleri ve bu parlak fikrini neden o gün uygulayamamış ona sormak lazım, onun döneminde talim terbiye konusunda bakanlıkça yapılan hataların vebalı kime ait…
Çocuklar önümüzdeki yıl yeni ve sürpriz açıklamalara hazır olmalılar, veliler ise yeni mali yük ve külfetlere katlanmaya, hazır olmalılar…
Özel okulların birikmiş sorunları ise kısa sürede çözülecek ve devlet okullarında ise öğrenci ve veli nasıl sağılacak, yani bakan çok yeni projelerini hayata geçirecektir! 
Hiçbir beklentimiz yoktur, ama özel okul sahiplerinin büyük bir devlet teşviki beklentisi içine gireceklerinden hiç şüphem yok.
Bu dönemde özel okulların tüm sorunları çözülmüş olacak, bu okullara daha fazla yönelme olması için tüm tedbirler alınacaktır.
Bundan kimsenin şüphesi olmasın, kısa sürede yani iki ay içinde üç yıllık proje ile öğrenciler yeni bir sistemsizliğin kurbanı olurken, bakan özel okul sahiplerini mutlu edecektir.
Nedenine gelince şimdiden bakanın etrafında özel okul sahipleri kenetlenmiş ve onu övgüye boğmaktalar, hocam, hocam diye ona hitap etmekteler…
Tıpkı sağlık bakanının etrafındaki özel hastane sahiplerinin yaptığı gibi, bu bakanların ilerde hangi aile efradının torpili ile bu işe getirildiğini ve hangi özel şirketlerin kazanç kapısını açacaklarını hep birlikte izleyeceğiz…
Öğretmen performans sistemini uygulamamak demek, niteliksiz öğretmenleri bu görevlerinde tutmak ve onlara bu liyakatsizliklerini onaylamak demektir. 
Birde aynı iktidarda aynı sistem içinde talim terbiye kurul başkanlığı döneminde aldığı, yanlış ve uygunsuz kararlarla, sistemin içine eden, sayın bakan bu gün ne yapabilecek!...

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?