USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Siyasete alet edilmesi dini, geriletiyor…

07-01-2019

Siyasi iktidarın Din eksenli olması, dini ritüellere daha fazla önem vermesi ve ibadeti öne çıkarması yüzünden göstermelik olarak herkesi dindar yapıyor!
Oysa bu tür yaşam tarzı ve iktidarın yaptığı hatalar, insanları dinden uzaklaştırmakta ve dine karşı bir tepki oluşturmaktadır.
Örneğin iktidarın faizi arttırması, İslam da faizin haram olması ile çelişmesi üzerine, iktidarın dindarlığını sorgulayan insanlar, dine tepki gösteriyor…
Örneğin hacca giden ve adının önüne Haccı unvanını ekleyen birinin faiz ve zina gibi büyük günahları işlemesi, yalan ve hile gibi alışkanlıkları edinmesi… 
Örneğin Namaz kılan birinde, İnsan haklarına saygı ve hukuka saygı olmayınca onun namazının, insanları dinden uzaklaştırdığı görülmektedir.
Dinden uzaklaşarak Ateist olduklarını iddia edenler ise, daha hümanist, daha insancıl ve daha ahlaklı olması, çelişkiyi ortaya koymaktadır.
Dindarların olması gereken ahlak ve yaşam tarzları bu sefer, tamamen Ateistlerin yaşam tarzına dönüşünce bir çelişki ortaya çıkmaktadır.
Toplum hızla son zamanlarda, İslam dışı ve ahlak dışı bir yaşamı Müslüman olarak yaşamaya başlayınca, toplumsal yaşam çelişkisi ortaya çıkmakta ve ahlaksızlık artmaktadır.
İşte sizlerle paylaşmak istediğim bir araştırma sonucu:
“İlahiyatçı Cemil Kılıç: Ateistlerin yaşamı Kuran'a daha uygun
Ateizm Derneği ve ilahiyatçı Cemil Kılıç Konda'nın son raporunda ateistlerin sayısının artmasını değerlendirdi. Kılıç'a göre bugünün Türkiyesinde ateistler, Müslümanlara göre Kuran’a daha uygun ve daha ahlaklı yaşıyor.
Konda araştırma şirketinin geçen hafta açıkladığı 10 yıllık toplumsal değişim raporu büyük tartışma yarattı. Zira raporda, her fırsatta yüzde 99’unun Müslüman olduğu belirtilen Türkiye’deki ateistlerin oranında artış görülüyordu.
Rapora göre ateistlerin oranı 10 yıl içerisinde yüzde 1’den 3’e çıkarken, kendini dindar olarak tanımlayanların oranıysa yüzde 55’ten 51’e geriledi.
DW Türkçe’den Tunca Öğreten'in sorularını yanıtlayan ilahiyatçı yazar Cemil Kılıç, halihazırda Türkiye’nin yüzde 99’unun Müslüman olduğunu ancak bunun kültürel ve sosyolojik bir Müslümanlık olduğunu savunuyor.
Türkiye'de namaz, hac ya da türban takmak gibi dini ritüelleri yerine getirenlerin dindar olarak tanımlandığını belirten Kılıç, İslamiyet’in yalnızca ritüellerden ibaret olmadığınıysa şu sözlerle anlatıyor: "Oysa ahlaki ve insan hakları değerleri üzerinden de bir dindarlık tanımlaması yapılması gerekiyor. Gözlemlerime göre itikadi anlamda Türkiye’deki Müslümanların sayısı yüzde 60’ı geçmez."
Konda’nın raporuna atıfta bulunan ilahiyatçı, azalan dindarlığın bunlardan hangisi olduğunuysa şöyle sorguluyor: "Türkiye’de hâkim olan Emevi Müslümanlığı’dır. Kuran’da geçen namaz, haksızlıklara bir isyandır. Emevi Müslümanlığı’ndaki namazsa sultana, devlete, iktidara bir itaat olarak görülür."
"Namaz, siyasi iktidara itaat ifadesi olarak kılınıyor"
Bugün Türkiye’de namazın Allah rızası için kılınmadığını söyleyen Kılıç sözlerine şöyle devam ediyor: "Namaz, siyasi iktidara itaatin bir ifadesi olarak kılınıyor. Nitekim camilerde de siyasi iktidarın politikalarını yansıtan vaazlara artık daha sık tanık oluyoruz."
"Dindarlar birbirine darbe yaptı, ateistler haklı çıktı"
Ateizm Derneği adına DW Türkçe’ye konuşan dernek başkanı Selin Özkohen de Kılıç’ın sözlerine benzer şeyler söylüyor.
Konda’nın raporundaki rakamlara işaret eden Özkohen, dindarların sayısındaki düşüşü şuna bağlıyor: "Dindar nesil yaratma arzusu ile çıkılan yolda insanlar daha fazla baskı altına alındı. Ayrıca son zamanlarda tarikat ve cemaatlerin de yaptıkları ortada. Biz ezelden beri devletin cemaatlerle yönetilemeyeceğini söylüyorduk, haklı da çıktık. Tüm bu yaşananlar, insanların inandıkları dini sorgulamaya başlamasını ve hümanist bir çizgiyle de ateist olmalarını sağladı. Artık insanlar ateist olduklarını söylemede de daha cesur. Rapordaki artışın bir nedeni de bu olabilir."”
Bir dindar olamam rağmen zaman, zaman bu dindar geçinenlerin yaşam tarzı ve düşüncelerinden dolayı, bende çok sıkıntı çekmekteyim, ancak ben hatayı dinde değil, sözde dindarlarda bulduğum için, farklı inançlara sapmıyorum.
Fakat yüzde doksanı eğitimsiz olan toplumun bu hatayı dinde bularak, dinden uzaklaşması, normal bir ayrışım, bunun için eğitim şart.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?