USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

SİYASETTE, SESLİ ŞİDDETTEN, FİİLİ ŞİDDETE…

17-01-2021

Biz demokratik paketler, normalleşme ve Avrupa standartlarını beklerken, çadır ve dağ kanunu ile karşı karşıya kalıyoruz…

Bu gidişle siyasi, ekonomik ve toplumsal sorunlarımızın, çözüme kavuşmasının hayal olacağını düşünmekten başka çaremiz yok…

Maalesef Türk siyasi tarihinde çok kara leke olarak görülecek bu şiddet ve şiddet yanlısı politikalar bizi hem bölmeye hem de çöküntüye getirecektir.

Bunda fail olarak bilinen MHP den ziyade, ona bu devlet güç ve imkanlarını sağlayan iktidardaki, AKP’nin sorumlu olduğunu çok iyi biliyoruz.

Önce şiddetli laf atışmaları, gazetelere ve siyasilere gözdağı ve ekonomik tehditler özellikle yerelde MHP ye bağlı bürokratlar, genelde ise bizzat MHP’nin organize ettiği bu sözlü ve fiili saldırılar işi çok tehlikeli bir noktaya getirmiştir.

Bölücü bir dil ve bölücü bir siyaset güden MHP şu an Türk siyasi tarihinin en tehlikeli partisi haline gelmiştir, bu şiddeti kınamadıkları ve üstlenmedikleri değil, bizzat bununla gurur duyduklarını, hem genel başkanları, hem de, partililerin sosyal medya açıklamaları gösteriyor…

Ana muhalefet partisi genel başkanından tutun, İYİ parti genel başkanı, muhalefetin tüm liderleri ve geçen hafta aynı günde organizeli olarak gerçekleştirilen,  üç silahlı ve sopalı saldırının ardından, bundan böyle her muhalif kişinin kendini bu şiddete maruz görmesi gerektiği…

 Bir gece ansızın her muhalif kişi ve siyasiler ile gazetecilerin kapısında olabilirler, bu yüzden can güvenliğinden kimse emin olmasın…

Dedim ya dün sözlü, bu gün silahlı sopalı darp, yarın silahlı, kaçırmalı kayıplar, bunlar bize 12 Eylül darbesi öncesini hatırlatıyor, Allah etmesin yarın, bu şiddete karşı koyacak bir güç çıkması halinde sokaklar hiç kimse için güvenli olmayacak!

Sokak çeteleri, mafya ve suç örgütleri sırtına bir partiye dayayarak, her türlü faili meçhul ve belli her türlü cinayeti daha rahat gerçekleştirebilecek!

Benim gibi muhalif bir yazarında, MHP kadrosundan gelen idarecilerin hedef noktası halinde olduğunu, daha önce aldığımız tehdit ve baskılardan dolayı bizimde hayat garantimizin bu şehirde olmadığı ortada…

Ben böyle bir şehirde yaşamaktan ve bu tür siyasetten gelen idarecilerin idare ettiği bir sistemde yazı yazmaktan korkarım doğrusu…

Nasıl korkmayalım, gün ortasında, en büyük muhalefet liderini yumruklayanlar, onlara mafya liderleri ile tehdit savuranlar, onlardan kopan siyasi liderleri evlerinin önünde tehdit edenler, siyasileri kaçırıp onları özür dilemeye getirenler, son olarak organizeli olarak işledikleri suçlara karşı, iktidar tarafından hiçbir açıklama ve hiçbir takibat yapılmaması!...

Bizim hukuka ve yasalara, devletin yaşam güvencesine ve güvenlik, asayiş sözlerine inanmamızı beklememeleri gerekir.    

Elinde devletin, yargısı, silahı, ekonomik gücü olan bu idarecilerin tüm muhalifleri sindirmek için çok olumlu bir ortam olarak buldukları bu otorite boşluğunda, herkesten kurtulma hesabı yapmaları beklenir.

Bize yapıldığı gibi, önce abone ile maddi tehdit, sonra yargı ile hukuki tehdit, yarın sopalı ve silahlı saldırı olmayacağı garantisi var mı?

İşte bu yüzden bu parti ve bu parti yandaşlarına bu devletin, makam ve mevkilerini bağışlayan AKP den şikayetçiyim ve benim gibilerin başına geleceklerden bizzat AKP sorumludur.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?