Son aylarda barış veya çözüm süreci olarak herkesin ağzında olan ve dillerine dolanan bu süreç, bir türlü işletilmiyor.
Cumhurbaşkanına göre terörsüz Türkiye projesi olmasına rağmen Kürt siyasetçiler ise buna ısrarla, çözüm ve barış süreci adını veriyorlar!
Barış için bir savaşın olmasını kabul etmek lazım, bunu siyasi otorite kabul etmiyor ve böyle bir savaş için muhatap almıyor!
Çözüm için ise demokratik hakların tanınması ve verilmesi gerekiyor, maalesef böyle bir demokrasi paketi ortada yok.
Sistem yeni bir anayasa diye tutturmuş, bunu kendi siyasi hakimiyeti için önünün açılması için isterken, Kürt siyasiler ise bayram havasında kendi sosyal ve etnik hakları için anayasa olarak değerlendiriyorlar.
Bu çözüm Kürtler ile sistem arasında olması gerekirken, bu işi 85 milyon yaşayan insanların huzuru için planlayanlar var!
Bu süreç her neyse bir türlü ortaya atılmıyor, bu güne kadar bu sistemin kollayıcıları bu halkların yararına hiçbir program ve projeye evet dememişken, bu çözüme evet demeleri mümkün değil.
Terörsüz Türkiye sloganını açacak olursak, siyasi iktidar bununla kast ettiği, PKK’nin silah bırakması ve kendini fes etmesi, dağlardan inip silahları teslim etmesi ve işin bitmesi olarak tanımlanıyor.
Örgüt yetkilileri ise bu sürece karşılıklı anlaşma ve bu süreç sonucu demokratik ve özerk hakların verilmesi olarak değerlendiriyorlar!
Bu ülke sınırları içinde benim bildiğim, terör faaliyetleri uzun süreden beri yok, bu ülkede terörist kalmadığını içişleri bakanı bizzat açıklamışken, neden birden terörsüz Türkiye diye çözüm ortaya atıldı?
Hadi terörü bitirdik ve teröristi ortadan kaldırdık, tüm silahları teslim aldık, örgüt dağıldı, bu ülkede sorun bitecek mi, sorun kalmayacak mı?
Bunun garantisi var mı, bu sistem bu şekilde hukuksuz ve anti demokratik tek adam sistemi olarak totaliter bir şekilde devam ettikçe, sorun çözülür mü?
Tüm halkların temsil edilmediği, herkesin kendini zorunlu olarak Türk görmesi dayatması olduğu sürece bu ülkede terör biter mi?
Bırakın Kürt haklarını bir tarafa, Türk olanın bile sosyal ve kültürel hakları garanti altında olmayan, demokratik haklarına sahip olmayan bir devlette!
Var mı bunun çözüm yolu, olacak bir çözüm görünüyor mu, herkesin kapı kulu olduğu, sarayın her türlü adaletsiz ve haksızlıklarına göz yuman, bir halk olsa dahi bu iş yürür mü?
Bunun çözümü yine insan haklarına, demokrasi ve hukuk devletine dönmek olmayacak mı, bu işi fazla uzatmanın ve çeşitli yan yollara kaçmanın anlamı var mı?
Yol yakın iken işin adını koyun ve sorunu her kes için adil bir şekilde çözün yüz yıllık yanlışlıktan kurtulun, herkes rahatlasın, bu devlet bir nefes alsın bu halk yaşama sevincine kavuşsun…
