USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

VALİ OLMAKTA, KAYYUM OLMAKTA…

14-09-2020

Ben bu yazımı kaleme alırken, daha önce hatırlatmasını yaptığım bazı tehlikeli gidişatların bugün bir bir yerine geldiğine şahit oluyorum, buna çok üzülüyor ve tehlikeli görüyorum.

Kayyum daha önce mühürlenen binaların, yıkımına başladı ve onları yerle bir etmek için makinaları devreye aldı.

Çok cesurca bir davranış olduğunu söyleyebilirim, ancak bu enkazın altında kalan birçok ailenin gözyaşları ve dramatik yıkılışlarını da manevi olarak his etmemek mümkün değildir.

Bunları bu seviyede yıkmak yerine önceden yapılmaması için önlem alınması gerekirdi, iş olup bittikten sonra birçok bina oturulacak vaziyete getirildikten sonra yasaları devreye sokmak!

Bu hastalıktan önce önleyici önlemler anlamamaya benzer, tıpkı şimdi mücadele ettiğimiz, Pandemi gibi, önce önlemler sıralanmaktadır, bu da olmazsa tedavi…

Biz önleyici tedbirleri almadan, iş olup bittikten sonra hastaya ilaç aramaya çıkıyoruz, bu arada hastayı kaybediyor ve üzücü şeylere neden oluyoruz…

Önceki Kayyum döneminde de çok iddia ve şaibeler imar ve ruhsatlara etrafında dönmekteydi, bu iddialar ve bu söylentiler maalesef yine Kayyum un etrafındaki dostum dediği kişilerden çıkmaktaydı…

Biz sadece gazetecilik ve yorum yaparız, sebep ve sonuçlar kamuoyunun takdirine bırakılmıştır.

Bizler Valilik ve Kayyum olmanın bedelleri ve sorumluluklarını bilmeyiz, biz Batman kamuoyunun karşısında kendimiz sorumlu his ederiz, gerisi bizi ilgilendirmez…

Şayet Batman ve Batmanlılar bir uygulamadan zarar görecekse bizler bu sonucu daha görmeden önce yazar ve takdirlerini yetkililere bırakırız, “Tabi birçok yetkili bu takdirini yargıda aramaya çalışabilir!”

Bu günlerde yıkımına başlanan binalar, şayet daha önce önlenmiş olsaydı, yuva hasreti çeken birçok insanımızın, ev hayalleri suya düşmezdi, birikimleri bir günde enkaz olup çıkmazdı…

Birçok usta ve imalatçı, iş yapan ve malzeme satan iş adamları mağdur olmaz ve sermayeleri enkaz altında kalmazdı…

Şimdi aileler gözyaşları arasında bu enkazları izlerken iş yapanlar ise giden emek ve sermayelerini boynu bükük izlemezlerdi.

Bunların acısını anlamak ve bunlara karşı duyarlı olmak için halkın içinden gelen ve halkın acısını his eden idarecilerden olmak lazım…

Biz Kayyumların ve valilerin sorumluluklarını ve bu makamları borçlu oldukları mercilere karşı ödevlerinin olduğunun bilincindeyiz.

Makamları ve yetkileri, yani koltukları ile vicdanları arasında, mecburen koltuğu tercih etmek zorundalar, aksi halde yıllarca verdikleri emekler boşa çıkar…

Ben geçen Kayyum hakkında yazdıklarımı tekrar etmek isterim, aynı senaryo ve aynı iddialar ortalıkta dolaşıyor!

Ankara ayağı ile ısmarlama alelacele imara açılan bazı önemli noktalar ve ortalıkta dolaşan, milyarlarca liranın aktığı merkezler!

Bu konuda ne Kayyumların ne de valilerin bir suçunun olduğunu kabul etmiyor ve inanıyorum, tüm bu iddiaların, tamamen Ankara ve merkezi hükümet kaynaklı olduğuna inanıyorum.

İktidarımız ve hükümetimiz öyle bir hale gelmiş ki, hiçbir vali ve kayyum onlardan habersiz taş üstüne taş koyamıyor, eskisi gibi ellerinde hiçbir yetki bırakılmamış…

Ankara dan gelen direktiflerle, bakanlığın emri ile her yer imara açılır ve her yer yıkılabilir, hatta kayyumların kiminle oturup, kiminle gezeceği bile merkezden!…

Yani valiler eskisi gibi yetki bende diyemiyor, “ ben anlamaz merkez anlar” zihniyeti ile hareket ediyorlar. Bu yüzden ben onları masum görürken onların makamlarını korumak zorunda olduklarını anlayışla karşılıyor, işi siyasilere gönderme yapıyorum.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?