HAVALAR SERİN, SOKAKLAR BOŞ…

Bu gün Ramazan ayı nın 16. Günü, yani Oruç ibadetinin yarısını aşmış durumdayız, orucun en yorucu ve çekilmez ayları yazın sıcak ve bunaltıcı aylarıdır… Bu ayları geride bıraktığımız gibi, bu yıl çok serin bir havada oruç tutuyor ve hiçbir sıkıntı ile karşılaşmıyoruz… Buna rağmen hala Batman sokakları, resmi daireleri ve iş yerleri sessizliğini koruyor, karınca misali, dairelerde bir bu yana bir o yana koşuşturan insanlar, bu ay içinde görülemiyor. Neden serin hava ve rahat bir oruca rağmen, bu yıl da yaz ayları gibi herkes, gün boyunca evde uyku da geçiriyor bu mübarek ayı? Geçen gün yolum adliye ye düşmüştü, güvenlik kapısındaki memurlardan başlamak üzere, her oda ve mahkemede, birer gözü kapalı memurdan başka kimseye rastlayamıyordum… Sorduğumda ise vardiya sistemi şe çalıştıklarını her oda da pattayım yarı zamanlı nöbet uyguladıklarını ifade ettiler. Mahkeme salonları, yazı işleri müdürlükleri, koridorlar ve salonlarda, cin top oynuyordu, belli ki vatandaş ta ve avukatlarda, davalara gelmiyorlar ve uykuyu çalışmaya tercih etmişlerdi. Bu bende merak konusu oldu ve çıktım diğer dairelere baktım, nüfus, vergi dairesi gibi hareketli kurumların tamamında, manzara aynı… İnsanlarımız evlerinden çıkmamak için bir bahane arıyor gibi, halkı anladım da devlet dairelerinin içine düştüğü ve sessizlik ayı için bir anlam veremiyorum. Bakın sokaklarda, eskisi gibi, dili bir karış çıkmış oruç lu kimseye rastlayabilirmisiniz? İnsanların iftar saatinde ezan sesini beklediğine şahit oldunuz mu? Bu yıl ne soğu su için buz arayanlara, ne de yemekte çiğ köfte peşinde koşanlara rastlayamıyoruz, ancak halka tatlı imalatçılarının önünde kuyruklara rastlamak mümkün… Çünkü susuzluk tan çok açlık, açlıktan çok enerji istiyor, gün boyu niyetli insanların bünyeleri, onların canı daha çok uyumak ve evde oturmak istiyor! Ramazan ayı nı yarıladık, ama bu güne kadar gerçek bir Ramazan sabır ve hoşgörüsüne rastladığımız söylenemez… Bu yıl her yıl olduğu gibi, Batman geleneksel ramazan tarzını, yine kendine özgü bir şekilde, içerde, evde, uykuda ve gölgede geçirerek, kendine özgü bir tarz ile ihya eden, niyetli Batmanlılar… Ama bu arada, duran iş hayatı, duran resmi daire ve kurumlar, duran her türlü hayat şartlarında, bu halkın kanına işleyen tembellikle, yarınlar için pek, iç açıcı bir manzaradan söz edemeyiz… Bir de buna iki yüzlülük ve riyakarlılığı ekleyecek olursak, iki yüzlü ve kendini aldatmaya yönelik, inanç yapısı ile… Anlamını bilmediği şekilcilik ve taklitçilik ile, iç boş inanç ve ibadet ile yanlış yere yönlendirilen, dua ve yakarışlar ile boşa giden bir hayat! Tüm bu yaşam tarzı maalesef, bizim gelecek nesillerimizi temsil edecek çocuklarımız için kötü birer örnek olmaktadır… Bizler böylece, hem dünyamızı, ham de ahiret hayatımızı heba ediyor, feda ediyoruz!