USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

İyi Bayramlar demek için…

23-07-2018

Evet bu gün basın bayramı, yani gazetecilerin bayramı olarak tarihe geçmiş bir gün, nedenine gelince, uzun süren sansürle mücadelenin sonunda, sansürün kaldırılması ile bu bayram kutlanmış.
İşte tarihçesi: 
“Basın Bayramı veya Gazeteciler ve Basın Bayramı, tarihi konusunda üzerinde anlaşmazlık bulunsa da Türkiye'de Türk basınında sansürün kaldırılmasının yıl dönümü olarak her yıl 24 Temmuz tarihinde kutlanan önemli gündür. Basın Bayramında pek çok siyaset adamı, rektörler ve bazı belediye başkanları tarafından bildiri yayınlanmaktadır. Bildirilerde Basın Bayramının önemine değinilerek, özellikle Türk basınındaki sansür ile ilgili konular bu bildirilerde yer almaktadır.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti 1946 yılında kurulduğu zaman “gazeteciler için de bir gün belirleyelim” düşüncesi ortaya atılmıştır. Önceleri ilk gazetenin basıldığı gün “basın bayramı” olarak düşünülmüştür. İlk gazetenin çıkışı kimilerine göre 1831, yani Takvim-i Vakayi’nin yayınlanışıdır. İlk Türkçe gazete olmasına rağmen onu, resmi gazete olduğu için ilk gazete saymayan görüştekiler de 1861, yani Tercüman-ı Hakikat’ın çıkışını ilk gazete basılışı olarak kabul etmek istemişlerdir. Bu anlaşmazlık nedeniyle konuda bir görüş birliği olmamış bunun üzerine Fatih Rıfkı Atay, Akşam gazetesinde 24 Temmuz’u tarihini ortaya atmış ve 24 Temmuz tarihi “Gazeteciler ve Basın Bayramı” olarak kutlanmaya başlamıştır.
Gazeteciler ve Basın Bayramını Nedir?
Ülkemizde gazetecilerin ve basının ne gibi zorluklarla haberleri yaptıkları onları anlamamız için kutlanan bir gündür. Bir basın elemanı yeri geliyor bir savaşın ortasına da girebiliyor yeri geliyor soğuk bir kış gününde saatlerce çekim yapmak zorunda kalabiliyor. İşte bu gün onların günüdür, onlara saygı günüdür.”
Tarihçeye ve gerekçelerine bakılacak olursa biz gazeteciler, bu günü bayram olarak kutlamayı ne kadar hak etmişiz acaba?
Bu soruyu kendimize sormamız gerekecektir, bir bayramı hak etmek için, bu bayram öncesi bir amaç ve hedef için mücadele etmek, sıkıntılara katlanmak ve başarı elde etmek gerekmektedir.
Bakın bu gün basın ve basın mensubunun haline, göreceksiniz ki biar bayramı hak edecek hiçbir başarımız ortada yok.
Basında tekelleşme, basında akredite, basında, rüşvet, basında yalakalık ve basında menfaat üzerine kurulan habercilik ağı…
Tüm bunların yanı sıra, kişiliksizleştirilmiş bir meslek mensubu profili, itibarsız habercilik yayınları ve sosyal medyanın baskısı altında olan haber ağı…
Bu gün genel medya ve basın maalesef iktidarın eli altında yayın yapmak zorunda, muhalif olan birkaç yayın kurulu ise cezalar ve baskılar sonucu cılız çıkan seslerini yükseltmeye cesaret edemiyorlar.. 
Yerel de ise maalesef açlık sınırında olan gelirlere talim eden ve hiçbir sosyal güvencesi olmayan, basın mensupları, zor ayakta duran bir basın yayın organları ağı ile, her gün bir iş adamına veya bir daire amirine hoş görünmek için yapılan yayınlar…
Ona buna yakınlaşmak için yapılan bir çok  ataklar ve hamleler, Halk gazeteciliğinden ziyade, çıkar gazeteciliğine dönüşmüş bir meslek…
Bu mesleğin bu gün sansür altında olmadığını kim iddia edebilir, aynı zaman da bu fiili sansür ile kim savaş açtığını ve savaştığını iddia edebilir?
Hiç kimse herkes bu sisteme rıza göstermiş ve kimse şikayet etmediği gibi, cesur gazetecilik devrinin de kapandığını iddia edebiliriz…
Cesur olmayan a kimsenin saygı göstermesi ve onu ciddi ye alması düşünülemez, bu yüzden, bu meslek mensuplarına halk sahip çıkmıyor ve halk saygı göstermiyor…
Bu duruma göre bizim bu meslek için de gösterdiğimiz bir başarı ve bedel ödediğimiz bir konu yok, o halde bizler bu bayramı kutlamayı hak etmiyoruz diyebiliriz…
Emeksiz ve çabasız kazanılan bir mesleğin değeri olmaz! Tüm basın mensubu arkadaşların bayramını bu duygu ve düşüncelerle kutlarım. 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?