USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

“Kırlangıç Çığlığı”

22-05-2018

Ahmet Ümit in kaleminden çok farklı, modern çağ romanlarından biri olarak değerlendirdiği, “Kırlangıç Çığlığı” nefesleri kesen bir polisiye, macera ve aksiyon romanı.
Gerçekten Amerikan roman türünde düşünülerek kaleme alınan bu roman popüler romanlar dizisinde yerini alabilecek güçlü bir eser.
Seri katil cinayetini takip eden bir polis ekibinin, iz sürerken, farklı kişiler ve farklı konularla karşı karşıya kalmaları, bu konulara karşı gösterdikleri tepkiler…
Bir taraftan yetiştirme yurtlarında cinsel tacize maruz kalan küçük yaştaki çocukların, psikolojik yapılarının toplumsal etkileri.
Diğer taraftan yaşam mücadelesi veren Suriyeli göçmenlerin, geçim için çocuklarının organlarını satarak, onların ölümüne göz yummaları…
Diğer taraftan, organ mafyasının insan canı üzerinde edindiği servetler ve içinde olduğu, büyük insanlık çöküşü…
Özellikle bu romanda Suriyeli Göçmenler ve savaş mağduru ailelerin, içinde olduğu dram, içinde olduğu sefalet ve çaresizliklerini açıkça dile getiriyor…
Suriyeli göçmenlerin, Kırlangıçlar kadar bile olamadıklarını, ölülerinin ve kayıplarının ardından, bir çığlık bile atamayacak kadar, çaresiz olduklarını ifade ediyorlar…
Roman vicdanını yitirmiş bir dünya üzerine kurgulanmış ve bu şekilde birkaç cehennem senaryosu ortaya koymaktadır.
Bizler bu günlerde, aile içi şiddet, kadına şiddet, çocuğa taciz… gibi konularla ilgilenirken, sayıları milyonları bulan savaş mağdurlarının yaşamlarından ve içinde oldukları travmadan habersiz yaşıyoruz…
Sanki onlar yokmuş gibi, sanki onlar İnsan değilmiş gibi, onların ihtiyacı, onların duyguları ve onların yaşam haklarını hiçe sayıyor veya hiç gibi görüyoruz…
Romandan bir paragrafla yazımı sonlandırmak isterim.
Acıyı gördüm, gözlerinin ortasında, bir çiçek gibi büyüyen irisin önce ağır ağır büzülmesini, ardından çığlık gibi ansızın patlamasını gördüm.
Titreyen dudakları, bal mumuna dönüşen yüzleri, çöken yanakları, irileşen elmacık kemikleri, birer mağara gibi,  derinleşen göz çukurlarını.
Kurumuş ağızların içinde pelteleşen dilleri gördüm. Anladım ki benliğimizin farkına vardığımız an acının pençesinde kıvrandığımız andır.  
Bu romanı okumanızı tavsiye ederim, akıcı bir dil ve sürükleyici konuları ile hızla okuyacağınız ve bıkmadan elinizde tutacağınız bir roman. 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?