USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Tavuğu, Sucuğu kriz vurdu

17-10-2018

Kriz ile birlikte hayatımızın her alanında büyük değişikliklerin olduğunu söyleyebiliriz, bu değişiklikler, sosyal alanda ve kültürel alanda da baş göstermeye baladı…
Öncelikle ziyaretler ve ikramlarda, daha sonra hediyelerde ve takılarda, giyim kuşamda ve diğer ilişkilerde bariz bir gösterge ortaya çıkıyor.
Bakın taziyeler ve düğünlerdeki geleneksel davetler ve ikramlara, bu ikramlardan yararlananlar ve bu ortamdaki ziyaretçilere…
Artık taziyelerde yemeklerin kaldırılması için kampanya balatanlar, su ve çay ikramını ortadan kaldıranlar…
Düğünlerde salon sınıf ve kiralarından tutun, yemek ve ikramlara kadar, yemek çeşitleri ve kalitesine kadar, masaların dizilişine kadar…
Kısacası krizin vurduğu sosyal hayatımız yerlerde sürünüyor, kimsenin ne taziyelere ne de düğünlere gidesi kaldı, hele akşam çayhane ve okey salonları ile kafeler…
Geçen gün bir yakın arkadaşıma köyden üzüm sucuğu gönderen bir köylü nün hediyesi ile yolda tavuk getirdiğini söyleyen bir köylünün davranışlarına şahit oldum…
Köyden sucuk yani(Beni) gönderildi ise en az beş kilo olmasını herkes bekler ve en az ev halkı ile bunun bir ay zevkle yenilmesi hayali kurulur… 
Sucuğu gönderen kurnaz köylü önce bunu arkadaşımın bir yakınına teslim eder, ardından arkadaşı arar ve “Sana köyden sucuk gönderdim, falan şahsa teslim ettim” Bunu duyar duymaz arkadaş heyecanlanır, büyük bir beklenti içine girer…
Her yerde söylenir, bana köyden sucuk geldi, emaneti alan arkadaşı arar ve iki üç gün sonra, bin rica telefon ve birkaç ricadan sonra…
Nihayet arkadaşım heyecanla beni bürodan çağırır ve köylülerin oturduğu, kahve olan merkez e doğru beni sürükler…
O sırada yoldan geçen başka bir köylü, elinde bir çuval ile arkadaşın önünden geçerken ona saygı ile selam veren yaşlı köylü…
Arkadaş sorar; elindeki nedir?  Kardeşime köyden iki çok güzel tavuk getirdim cevabını verir, çuvaldan çıkardığı daha yavru olan tavukları çıkararak arkadaşa uzatır…
Her biri iki kilo var diyerek elleri ile tartmaya başladı, bunun üzerine arkadaş daha soru sormadan, adam fiyatını söyler ikisi 75 TL diyerek, bu hediye nin bedava olmadığını üzülerek anlar…

Arkadaş bu alımdan her ne kadar vazgeçmeye çalışırsa, ne kadar bahane uydurduysa da tavukları almak zorunda kaldı.
Adam tavukları yolmaya ve hatta içlerini temizlemeye kadar her türlü hizmeti, üzerine alarak parasını cebine koydu ve hızla uzaklaştı…
Arkadaş ta bizde neye uğradığımızı şaşırdık, şu sonuca vardık ekonomik kriz, hem köylü nün gözünü açmış, hem de arkadaşlık ve dostluğu fena vurmuş…
Daha sonra sucuklarımız almak için heyecanla köylü kahvesine doğru üç arkadaş hızlı adımlarla yürüdük…
Uzun süre bekledikten sonra, birkaç telefondan sonra, nihayet sucuklarımız geldi! Ama gelmez olaydı ve görmez olaydık…
Adamın elindeki, siyah poşette bir kilo bile olmayan sucukları görünce hepimizin rengi attı ve moral sıfır…
Arkadaş bu çok kıymetli ve çok masraflı hediyeyi her ne kadar bizim üzerimize atmaya çalıştıysa da, onun bu mahcubiyetini anladık ve onu teselli etmeye başladık!...
Arkadaş iki gündür beklediği kilolarca sucuğa mı yansız, kaç gündür rahatsız ettiği emanetçiye mi üzülsün bize attığı havaya mı?  
Yoksa yoldan gelirken yediği tavuk kazığına mı, birde onu beklediği zamana mı yansın, aslında tavukları da bize bırakıp gitmeye niyeti vardı, çünkü her bir yarım kilo bile gelmeyen tavuklara verdiği yüksek fiyat yüzünden, bunları yerken çekeceği hazımsızlık işin cabası…
Evet… Kriz hem hediyeleri vurmuş hem de bunu fırsata çevirebilen köylünün gözünü açmış biz saf şehirliler ise avlanmak için hala sığ sularda yüzmeye devam ediyoruz…  

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?