Antik kent Hasankeyf’te yarım asırdan fazla dokuma sanatıyla uğraşan 84 yaşındaki Faris Ayhan, 72 yıldır baba mesleği olan dokuma mesleğini sürdürüyor. Medeniyetler tarihini sırtında taşıyan Hasankeyf Kalesindeki mağaralarda eskiden 500 civarında dokuma tezgahının olduğunu söyleyen Ayhan, şimdilerde ise bu sayının 10’nu geçmediğini belirtti. Hasankeyf’in kalesinde bulunan mağaralarda 1945 yılında babasından öğrendiği mesleğini şimdi ise ilçenin Kale Caddesi’nin bir köşesinde devam eden Ayhan, dokuma sanatını ayakta tutmaya çalışıyor. Eskiden şile bezinin aslı (cav), desenli kumaş (mebrum), kaygan kumaş (şemet), desenli kaput bezi (şal-şepik), dıgurt, nasafi, hamam önlüğü (peşgir), kilim (merş), seccade ve tiftik battaniye gibi 10 ayrı ürün dokuduklarını belirten Ayhan, dokumacılığın zamanla gelişen teknolojiye ve tekstil sanayisine yenik düştüğünü, bu yüzden sadece tiftik battaniye, yolluk seccade ve desenli örtü dokuduklarını söyledi. Ayhan, dokuduğu ürünleri Hasankeyf merkezinde satışa sunduklarını ve hediyelik eşya olarak Hasankeyf’i ziyaret eden yerli ve yabancı turistlere pazarladıklarını kaydetti. Yıllardır yaptığı dokuma işinin getirisinin kalmadığından bu mesleğin unutulmaya yüz tuttuğunu vurgulayan Ayhan, “Hasankeyf Kalesinde benim tezgahım gibi 500 tane dokuma tezgahı vardı. Ondan sonra bu iş zamanla terk edildi. Ben 12 yaşımda bu işi babamdan öğrendim. Askerliğe zamanında ara verdim. Dönüşte yine bu işe başlayıp kumaşlar dokuyorduk. Ondan sonra biraz ara verdim. O zamanda ticaretle biraz uğraştım. O iş bana göre olmadığından tekrar dokuma işime döndüm. 4-5 çocuğuma dokuma işini öğrettim ama bu işi yapan yok. Bu işin para getirisi olmadığından herkes terk ediyor.” dedi
