USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

30 AĞUSTOS, ZAFER VE EKONOMİ...

29-08-2019

Bu ulusun tarihinde birçok zafere imza atan birçok savaş ve birçok başarının olduğunu tüm dünya bilmektedir.
Bu savaş meydanlarındaki kahramanlık destanları, bu topraklarda yaşan tüm halkların ve tüm İnsanların kanında özgür ve bağımsız yaşama özleminin sonucudur.
30 Ağustos zafer bayramı olarak kutlanmasının anlam ve önemi, Kurtuluş savaşı ve Malazgirt savaşlarının yaşandığı bu ayda, bir ulusun kaderinin tayin olduğu bir süreci belirlemektedir.
Cephede, masada ve meydanlarda, yenilemeyen bağımsızlık ve özgürlük gücü, çağımızda maalesef, ekonomik ve teknolojik gelişmelerle, yok edilmeye çalışılmaktadır.
Çağımız savaşları ve zaferleri maalesef ekonomik cepheye çekilmekte ve bu cephe de ise en çok başarılı olanlar, her ne kadar zafer ilan etmezseler de, bu zaferin rantını yemektedirler.
 Emperyalist güçler ikinci dünya savaşından sonra, ülkeleri ekonomik cephede bağımlı hale getirerek, onların kimliklerini ve var olan güçlerini yok etmeye başlamışlardır.
Ekonomik bağımlılık maalesef siyasi ve sosyal bağımlılığı da getirmektedir. Bu yüzden askeri zaferleri kazanan, liderler ve komutanlar kısa sürede iktisadi savaşa karşı hazırlıklı olmuşlardır.
İlk olarak 1923 te zafer kazanan Mustafa Kemal, silah arkadaşları hemen İzmir iktisat kongresini toplayarak, bu alanda yeni bir savaş cephesi açmışlardır.
Ama bu gün bile o hedeflere yaklaşamayan siyasi ve askeri idareciler bunun sıkıntısını özellikle son yıllarda çekmekte ve bizlere çektirmektedirler.
Bakın İzmir iktisat kongresinde bu ulusun lideri ve silah arkadaşları neler söylemişler: “ Kongre’nin toplandığı tarihlerde Lozan görüşmelerinin, kapitülasyonlar ve Misak-ı Millikonularında çıkan anlaşmazlıklar dolayısıyla kesintiye uğrayacak olması, kongrenin önemini arttıran önemli bir noktaydı.
Bu kongre aracılığıyla, İtilaf Devletleri’ne yeni devletin siyasi bağımsızlık kadar ekonomik bağımsızlığa da önem verdiği, kanunlara uymak şartıyla yabancı sermayeye müsaade edileceği ancak tam bağımsızlığın önündeki en büyük engellerden biri olan kapitülasyonlara asla izin verilmeyeceği mesajı verilmekteydi.
Kongre sonunda alınan kararlar neticesinde, karma diyebileceğimiz bir ekonomik model benimsenmiştir. 
Bu modele göre, özel sektör teşvik edilecek, özel sektörün varlık göstermeyeceği alanlarda devletin ekonomik alandaki faaliyeti esas alınacaktır. Ayrıca özel sektörün gelişmesi için devlet desteği sağlanacaktır. I. Dünya Savaşı’nda hedeflenen ancak başarılamayan İttihat Terakki’nin devlet eliyle milli burjuvazi yaratma politikası böylece yeniden yürürlüğe konmuştur.
Kongre sonunda yayınlanan on iki maddelik sonuç bildirisinde, Misak-ı İktisadi Esasları adı altında bir giriş paragrafı ile milli hâkimiyet, memleketin imarı, orman yetiştirilmesi, madenlerin işletilmesi, eğitim, nüfusun çoğalması, sağlığın korunması ve çalışmak gibi konulardan bahsedilmiştir.
Yerli üretimin teşvik edilmesi, lüks ithalatın kısılması, tekelciliğin önüne geçilmesi temel ilkeler olarak belirlenmiştir.”
Biz bu gün bir zafer bayramı kutlarken, ekonomik esaretin ve dış borçların esiri olarak, dünya tefecilerinin elinde tam bir oyuncak haline gelmiş durumdayız…
Bu sıkıntıların tamamı ve bu yanlış politikaların tamamı o günlerdeki Milli ruh ve bilincin sonradan kaybedilmesinden kaynaklanmaktadır.
Hepimizin askeri zafer bayramını kutlar, İktisadi bayramlar için yeni zaferlere koşma ve başarılar elde etmeyi temenni ederim.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?